Yetiştirilmiş et, yetiştirilmiş yağ desteği ile artık gerçek et tadına sahip olabilir…

Araştırmacılar, ayarlanabilir oranda yağ molekülüne haiz işlenmiş yağ dokularının toplu üretimini başardıklarını ve potansiyel olarak laboratuvarda yetiştirilen etin sonunda gerçek et tadını yakalayabileceğini söylüyorlar. Laboratuvarda yetiştirilen yağ, naturel yağ ile benzer moleküler yapıya haiz ve büyük ölçekte üretilebilir olduğundan dolayı, şimdilerde laboratuvarda yetiştirilen et üretimi ile benzer işlemlerde kullanılma potansiyeline haiz olabilir.
Bilim adamları, laboratuvarda yetiştirilen et üretiminde son derece başarı göstermiş oldular ve yeni firmalar, hayvandan türetilen seçeneklerle rekabet etmeyi umarak seri üretime çoktan başladı. Sadece, adale dokusu iyi bir halde üretilebilse de, leziz bir et elde yapmak eylemek için ihtiyaç duyulan yağ halen üretilmiyor. Etin lezzetinin büyük bir kısmı yağından gelmektedir ve Wagyu bifteği şeklinde pahalı et türlerinin en mühim özellikleri, haiz olduğu eleştiri yağ miktarıdır.
Bilim adamları bir süredir laboratuvarda yağ dokusu üretebiliyorlardı, sadece bunu büyük ölçekte yeniden yapmak eylemek, yetiştirilmiş et pazarına girmesinin önündeki en büyük engeldi. İnsanlarda ve hayvanlarda yağ dokusu geliştiğinde, bu dokuya oksijen ve gıda elde eden geniş bir damar ağı da gelişim gösterir. Bu ağın bir laboratuvarda kopyalanması basit olmadığından dolayı, içeride kalan hücrelerin ölmesinden kaçınmak için yalnız birkaç milimetre genişliğinde yağ dokusu üretilebiliyor.
Bu yüzden Massachusetts’teki araştırmacılar, tek bir büyük yağ hacmi yetiştirmek ve mesele yaşamayacaklarını ummak yerine, çalışmalarına yağ hücrelerini iki boyutlu bir katmanda yetiştirmekle başladılar ve hemen sonra yenilebilir ve halihazırda gıdalarda yaygın olarak kullanılan bir bağlayıcı kullanarak onları daha büyük üç boyutlu kütleler halinde bir araya getirdiler. Bir araya getirilen kütle, hayvan etinde görülen yağ türüne benziyordu.
Tufts Üniversitesi Hücresel Mimari Merkezi (TUCCA), Massachusetts’te yüksek lisans talebesi olan başyazar John Yuen Jr yapmış olduğu bir açıklamada “Gayemiz, toplu yağ yaratmak için nispeten kolay bir metot geliştirmekti. Yağ dokusu ağırlıklı olarak öteki birkaç yapısal bileşene haiz hücreler olduğundan, büyümeden sonrasında hücrelerin bir araya getirilmesinin naturel hayvansal yağın tat, beslenme ve doku profilini tekrardan oluşturmak için kafi olacağını düşündük” diyor ve devam ediyor: “Bu, yağı toplu olarak bir araya getirdiğimizde hücreleri diri tutmaya gerek olmadığı için yalnızca dokuyu besin amacıyla oluştururken işe yarar.”
Meydana getirilen deneyler, yeni yağ dokusunun naturel yağ ile benzemekte oranda basınca dayandığını (aynı zamanda benzemekte bir yumuşaklığa haiz bulunduğunu) ve bunun istenilen dokuya haiz olacak biçimde düzenlenebileceğini ortaya koydu. Laboratuvarda yetiştirilen sıçan yağının hücresel bileşimi, naturel sıçan yağına nazaran birazcık daha farklıydı, sadece yetiştirilen domuz yağı gerçeğine oldukça daha yakındı ve araştırmacılar, yetiştirilen yağları lipitlerle destekleyerek oldukça daha benzemekte hale getirebileceklerine inanıyorlar. En gerekli olarak, bu yağın gerçek yağ şeklinde tatlandırılabileceğine ve gerçek yağ hissine haiz olabileceğine inanılıyor.
Araştırmacılar, bundan böyle iklime ziyan veren ve etik açıdan sorgulanabilir toplu et pazarından uzaklaşma arayışında, yetiştirilen eti daha uygulanabilir hale ulaştırmak için tekniğin daha büyük bir ölçekte uygulanabileceğini umuyorlar.
Araştırma, Cell Biology Stem Cells and Regenative Medicine dergisinde gösterildi.