Uhud Savaşı nedenleri ve sonuçları herdembilgiler Meraklıların Tarihi –

Uhud Savaşı ‘nın zamanı, kısa zamanı, sebepleri, neticeleri, Hz. Muhammed’in yaralandığı harp, Müslümanların kaybetmiş olduğu harp, harp stratejisi şeklinde aramalarınıza herdembilgiler’dan cevap bulabilirsiniz.
Uhud Savaşı Zamanı
Uhud Savaşı, İslam Zamanı’nin en mühim ve en fazlaca ders çıkarılması ihtiyaç duyulan savaşı olarak ön plana çıkan bir muharebedir. Bu muharebede İslam Ordusu’nun bir anlık buyruk komuta zincirinin bozulması, o güne kadar elde edilmiş ilerlemenin tehdit altına girmesine niçin olmuştur.
Uhud Savaşı, İslam ordusu ile Mekkeliler arasından oluşan Bedir Savaşı’nın peşinden Hicret’in 3.senesinde meydana geldi. 23 Mart 625 (7 Şevval 3) tarihinde oluşan harp Uhud Dağı eteklerinde gerçekleşti. Medinede yaşayan Müslümanlar ile Ebu Sufyan ordusu içinde yaşanmış olan harp, Bedir Savaşı’nda sonrasında, İslam Zamanı’nin en mühim savaşıdır. çünkü savaşın ortaya çıkış ve neticesi itibari ile Hz. Muhammed ve İslam ordusu’nun hedeflerini kısa süreli de olsa sekteye uğratan, buna karşın, bir fazlaca ders alınan savaşlardan birisi olagelmiştir.
Uhud Savaşı’nın sebepleri nedir?
Ebu Sufyan ve ordusu Bedir’de alınan büyük yenilginin peşinden intikam alma planları yapmaktadır. Bununla birlikte harp sonrası ordusunu kuvvetlendiren Mekkeliler bu sefer İslam ordusunu yenilgiye uğratacağına da olukça emindir. Mekkeliler Bedir Savaşı’nda Ebu Sufyan’a ilişkin kervanın Mekke’ye ulaşamayı başarmasıyla maddi imkanlarını harp için kullanmak istemesi de savaşın yaşanmasında mühim faktördür.
Hz. Muhammed’in savaştaki stratejisi
Mekkeliler bütün bu planları yaparken, İslam Peygamberi Hz. Muhammed ve İslam Ordusu da bu şekilde bir saldırıya karşı hazırlıklıdır. Mekkelilerin saldırısını bekleyen Hz. Muhammed, Medine’de Savaş meclisi’ni toplar. Mekkelilere karşı nasıl bir strateji izleneceğini danışan Resül-i Ekrem, Bedir Savaşı’nda olmayan gençlerin, meydanda savaşalım önerisi ile karşılaşır. Sadece İslam Peygamberi, hücum savaşı yerine müdafa savaşı hazırlanması taraftarıdır. çünkü Müslüman ordusu 700 şahıs civarındadır. Sadece Mekkelilerin fazlaca daha kalabalık olacağından emindir. Uzun devam eden iştiarelerin peşinden alan savaşı hazırlanması önerisi kabul edilmelidir. Savaş meclisi harp yerini Peygamber Hz. Muhammed’in seçmesini ister. Hz. Muhammed’de Uhud dağı ve eteklerini seçerek harp stratejisi hazırlar. Buna nazaran Uhud Dağı’nda var olan Ayneyn tepesine 50 adet okçu yerleştirilecek, alan savaşı sürerken okçular hem tepeyi aynı zamanda İslam Ordusuna destek verecektir. Hz Muhammed okçulara, ‘Yırtıcı kuşların cesetlerimizi kapıştığını görseniz bile yerlerinizi terk etmeyiniz’ şeklinde emretmiştir.
Uhud Savaşı’nda yaşananlar
İki ordu Uhud Dağı eteklerinde karşı karşıya gelmektedir. Müslüman ordusu Uhud Dağı’nı arkasına alarak Mekkeliler karşı harp pozisyonu almıştır. Bir kaç mübarezenin peşinden Mekkeliler Müslüman Ordusu’na saldırır. Harp sert ve çetin geçer sadece, Müslüman ordusu, Mekkeleri alan yenik etmeyi başarır. Alan kaybettiğini gören Mekkeliler kaçışmaya adım atar. Bunun üzerin İslam Ordusu, savaşın ganimetlerini paylaşmaya adım atar. Ayneyn Tepesi’nde var olan Okçular’ın ganimet paylaşımını görmesi üstüne aniden tepeyi bırakarak meydana ganimet toplamaya akın ederler. Tepede bir tek 7 şahıs kalmıştır. Bunu fırsat bilen Mekkeli Halid bin Velid ordusu ile Ayneyn Tepesi’nden saldırır. Aniden harp tersine dönmüştür. Halid bin Velid’in okçu birliğini yardığını gören Mekkeliler harp alanına art döner ve harp tekrardan adım atar. Ganimet bir araya getirmek suretiyle olan Müslüman ordusu ne işe yaradığını anlayamadan tekrardan savaşmaya başlasa da harp kaybedilmiştir. Çeşitli kaynaklarda savaşın kazananının olmadığı belirtilmektedir.
Hz Muhammed’in yaralanması ve Ayet inmesi
Bu muharebede bir Mekkeli asker Hz. Muhammed’in bulunmuş olduğu yere kadar yaklaşmış, onu korumuş olan askerlerin bir kısmını öldürerek Hz. Muhammed’e saldırmıştır. Bu saldırıda İslam Peygamberi’nin miğferi kılıç darbesi neticesi ortadan ikiye ayrılmış, miğrefin kırıkları yanaklarına batmış ve dişi kırılmıştır. ‘Muhammed sen kurtulursan ben kurtulmayayım’ diye bağırarak gelen bir askeri gören Hz. Muhammed eline almış olduğu Mızrağı bu askere fırlatmıştır. Bu o şekilde bir atıştır ki üstüne ayet inmiştir. (Sonrasında onları siz öldürmediniz, lâkin yüce yaratıcı öldürdü. Attığın süre da sen atmadın, lâkin yüce yaratıcı attı. Enfal 17.)
Hz. Hamza’nın öldürülmesi ve ciğerinin dişlenmesi rivayeti
bundan farklı olarak harp esnasında Mızrakla yaralanan ‘yüce yaratıcı’ın Aslanı’ olarak herkesçe malum olan Hz. Hamza da şehit olmuştur. Ebu Sufyan’ın karısı Hind’in eğittiği bir Mekkeli askerin mızrağı ile yaralanan Hz. Hamza’nın şehit olması sonrası, harp meydanında Mekkeliler Müslüman askerlerine farklı işkenceler yapmıştır. Hind ise Hz. Hamza’nın ciğerini söktürdüğü ve dişlediği rivayet edilmektedir.
Uhud Savaşı’nın neticeleri
Uhud Savaşı İslam Zamanı açısında ders alınması ihtiyaç duyulan bir harp olarak ön plna çıkar. Okçuların aç gözlü tavrı sebebiyle, kazanılan harp adeta kaybedilmiştir. Komut Komuta zincirine riayet edilmemesi Müslümanlar için fazlaca üzüntü bir mağlubiyete neden olmuş 70’e yakın şehit verilmiştir. Şehit olanlar içinde Hz.Hamza, Musab bin umeyr şeklinde adların olması Medine’deki Müslümanların yas havası yaşamasına niçin olmuştur. Sadece bu harp sonrası dostu düşmanı gören İslam Ordusu, bir sonraki mücadeleye fazlaca kuvvetli çıkmasını da elde etmiştir.