Tarihte ilk UFO olayı Osmanlı’da mı kaydedildi?

Tarihte ilk UFO vakası, Tarihte ilk ufo vakası nerede kaydedildi, nasıl kaydedildi, nasıl anlatıldı, Osmanlı’da mı kaydedildi, nerede görüldü benzer biçimde aramalarınıza herdembilgiler’den cevap bulabilirsiniz.
Tarihte ilk UFO vakası hakkında
gün itibariyle Gaziantep’e bağlı olan Nizip’te 19 Ekim 1839 gecesi herkesi hayrete ve korkuya düşüren ışıklar görülmüştü. Sofya’daki Osmanlı arşivlerinde var olan bir vesika, UFO hadiselerinin tarihteki tanıklı-kayıtlı şimdilik ilk örneğini meydana getiriyor.
Bu vesika, Sofya’daki Osmanlı arşivlerinde işçi Evgeni Raduşev tarafınca ortaya çıkarılana kadar, yakın çağlarda UFO’lara dair ilk kayıt, 1878’de Amerika’De Texas eyaletindeki bir köylünün devrin mahalli gazetesinde piyasaya sürülen iddiasıydı.
Hayra yorulan bu vaka, Osmanlılara yıkım getirdi, 8 ay sonrasında Nizip Savaşı kaybedildi. II Mahmud kahrından öldü.
Tarihte ilk UFO vakası nasıl kaydedildi?
19 Ekim 1839 gecesi, günümüz şartlarında Gaziantep’e bağlı olan Nizip’te herkesi hayrete ve korkuya düşüren ışıklar görülmüştü. Bu ışıklarla ilgili tanıklıklar Osmanlı arşivlerine de girmiş; belgelerin Sofya Osmanlı Arşivleri’nde Evgeni Raduşev tarafınca ortaya çıkarılmasıyla vaka, tanıklı-kayıtlı ilk UFO vakası olarak tarihe geçmişti. Üstelik ortaya çıkarılan belgelere bakılırsa hadisenin ani oldukca tanığı vardı. Mardin Kadı Naibi Esseyyid Hacı İsmail Hakkı’nın İstanbul’a gönderilmiş olduğu ilâm, haberi hayra yoruyordu. Kadı naibine bakılırsa bu sadece padişahın muzaffer olacağının işareti olabilirdi. Oysa bu tarihten sekiz ay sonrasında, 24 Haziran 1839’da Nizip civarlarındaki harpte Hafız Ahmet Paşa komutasındaki Osmanlı kuvvetleri, Mısırlı Kavalalı İbrahim Paşa karşısında ağır bir yenilgiye uğrayacaktı. Batıl inançları güçlü Osmanlı komutanı Hafız Ahmet Paşa’nın, parlak ve yetenekli bir asker olan İbrahim Paşa karşısında şansı olmadı. Cenk yalnız dört saat sürmüştü. Sultan 2. Mahmud ise savaştan yedi gün sonrasında, 1 Temmuz 1839’da kahrından öldü.
Tarihte ilk UFO vakası nasıl anlatıldı?
Sofya Osmanlı arşivinde var olan belgede, Mardin kadı naibi, gökyüzünde gördüklerini şu şekilde anlatıyordu:
“İşbu kutsal senenin yücelenmiş Receb ayının sonu (19 Ekim 1838) Perşembe gecesi saat dört buçuk sularında hatalardan ırak ulu yüce yaratıcı tarafınca şiddetli rüzgâr ve fırtına çıktı. Korkulu bir karanlıkta göz gözü görmez oldu. derhal o dakikada semada kıble ve doğu içinde bir büyük sini kadar bir yüce nûr göründü. Ufuk gündüz benzer biçimde aydınlandı ve ışıldadı. Herkesi büyük bir ürkütücü sardı ve duaya yalvarışa yönelindi. Sonrasında o yüce nûr semada parça parça olup yeryüzüne düşmeye başladı. Bu ilâhi gerçeği, gerek Mardin şehri içinde gerek Haram adlı köyde var olan Asakir-i Muntazama-i Şahane ve öteki kimseler gözlemlediler, gördüler. Adı geçen askerlerin yazısı ve suç duyurusu üstüne o büyük nûr yere düştüğünde karakol çadırında var olan neferlerin kılıçlarının ve süngülerinin ucunda mum benzer biçimde ışıklar parlamış. Her ne ölçüde uçlarını silmişlerse de gitmemiş fakat birkaç dakika sonrasında kendiliğinden kaybolmuş. Bu alâmet inşaallah velinimetimiz padişahımızın her yönden başarıya ulaşmış ve muzaffer olacağına delildir”.
Kaynak: NTV Eski dönem