Osmanlı döneminde kolera salgını önlemleri nasıl uygulanıyordu?

Osmanlı döneminde kolera önlemleri, osmanlı döneminde pandemiler, hastalıklar, ilk karantina tatbik eden hükümdar kimdir, ilk karantina uygulaması, kolera pandemisi, kolera ne vakit bitti şeklinde aramalarınıza herdembilgiler’den cevap bulabilirsiniz.
Osmanlı döneminde kolera önlemleri hakkında
Kolera, Hindistan ve civarında derhal devamlı görülen bir salgın hastalıkken, 1820’den itibaren coğrafyası dışına taşıp kıtaları aşmış; hastalığın yayılma yolu üstünde var olan Osmanlı Devleti de her seferinde salgından nasibini almıştı. Bu salgınlardan en ağır geçenler, 1861-65 ve 1892-95 arasındakilerdi. 1861’de Bağdat’ta görülen kolera, üç-dört yıl içinde Kudüs, Kıbrıs, Girit, İzmir ve Edirne’ye ulaşmış, nihayet İstanbul’u tesiri altına almıştı. Güçlükle bastırılan salgın, yüzlerce hatta binlerce kişinin ölümüne neden olmuş ve büyük ürkütücü yaratmıştı. Devrin padişahı Sultan Abdülaziz, salgının sona erdirilmesinde yararlılık gösterenlere verilmek suretiyle “Kolera Madalyası” adıyla bir madalya bile çıkarmıştı. 1892-95 içinde yaşanmış olan kolera salgını ise öncekine gore daha geniş bir coğrafyayı etkilemiş, daha oldukca insanoğlunun hayatına mâl olmuştu.
Osmanlı döneminde kolera önlemleri nasıl uygulandı?
Kolerayla muharebede uygulanan en mühim önlem, salgının ülkeye girişine engel olmaktı. Işte sırf bunun için sınır kapılarında, limanlarda, şimendifer istasyonlarında karantinalar kurulmuş ve bunu standart hale getirebilmek için Kolera Karantinası konusunda Nizamname başlığı altında bir kitapçık dağıtılmıştı. Salgının zirveye ulaşmış olduğu 1893-94 yıllarında, başta İstanbul oluş suretiyle tüm vilayetlerde kolerayla mücadelenin nasıl yapılacağı hususunda halkı bilinçlendirmek adına talimatnameler hazırlanmıştı. Kolera ile mücadelenin organize biçimde yürütülmesi için “Hıfzısıhha-i Umumiye Komisyonu” adıyla bir komisyon kurulmuş; izlenecek yol ve alınacak kararlar bu komisyona havale edilmişti.
Avrupa’da kolera ile mücadelede başarı kazanmış devletlerin tecrübelerinden faydalanılmış, orada kullanılan ilaçlar getirtilmiş, hastalıkla mücadelede yardım alabilmek suretiyle tekrar Avrupa’dan biliminsanları ülkeye çağrı edilmişti.
Osmanlı’da kolera salgını ne vakit bitti?
İstanbul’a su elde eden Belgrad ormanlarındaki bentler ilaçlanmış, açıkta lağım bırakılmamış, kent bölgelere ayrılarak devamlı kontrol altında tutulmuş, kolera vakası görülen evler kordon altına alınmıştı. Tedbirler en sapa köşeden saraya kadar her yerde uygulama edilmekteydi. Hatta hükümdar tarafınca yabancı memleket imparatorlarına, krallarına yazılan mektuplar bile dezenfekte edilmek için etüvden geçiriliyordu. Hastalığı takip edebilmek ve denetim altında tutabilmek için kolera vakalarının gün gün yazıldığı takip cetvelleri hazırlanmıştı. Üç sene devam eden savaşım neticesinde yüzlerce hatta binlerce kişinin hayatına mâl olan kolera, nihayet bu önlemlerle bertaraf edilmişti.
Kaynak: Muzaffer Albayrak, NTV Eski dönem‘in 5. sayısı