Ölümsüz canlı Hydractinia’nın sırrı bulunmuş olabilir…
Yengeçlerin kabuklarında yaşayan garip, tüp şeklinde bir hayvan olan Hydractinia, yaşlanmaya karşı tam bir bağışıklık gösteriyor. Sadece bilim adamları, şimdiye dek bu ölümsüz deniz canlılarının yaşlanmaya karşı bağışık olmasının kati nedenlerini bilmiyordu. Yeni bir araştırma ise nihayet bir yanıt sağlıyor şeklinde görünüyor. Cell Reports üstünde gösterilen yeni araştırmaya bakılırsa, Hydractinia aslen yaşlanmayı bir bütün olarak yeni bir vücut oluşturmak için kullanabiliyor.
Bu gelişme, bu ölümsüz canlıların büyük ihtimalle ölmüş olmaları gerekirken bile nasıl yaşamaya devam ettikleri mevzusunda oldukça daha iyi bir anlayış sağlıyor. Newsweek’in bildirdiğine bakılırsa, yazının ortak yazarı ve Ulusal İnsan Genomu Araştırma Enstitüsü’nün (NHGRI) İntramural Araştırma Programı direktörü Charles Rotimo, bunun şeklinde araştırmaların insan vücudunda yaşlanmanın nasıl gerçekleştiği hakkında anlayışımızda yeni kapılar açabileceğini söylüyor.
Bilim adamları, daha önceleri Hydractinia’nın vücudundaki dokuyu yenilemek için kullandığı hususi kök hücrelere haiz bulunduğunu keşfetmişlerdi. Bu kök hücreler, canlının vücudunda var olan her tür hücreye dönüşme kabiliyetine haiz. Adale ve kalp organı dokusunda bulunanlar şeklinde daha özelleşmiş hücreler bunu yapması imkansız. Ölümsüz deniz canlılarının yeni vücut parçaları geliştirmesini elde eden özellikleri de bu hücreler şeklinde gözüküyor.
Araştırmacılar, belirli bir gen grubunun bu acayip minik yaratığın ölümsüzlüğü ile ilişkili göründüğünü bularak daha derinlemesine keşiflerine devam ettiler. Bu genler, en gerekli olarak canlının vücut parçalarını onarmasına ve tekrardan büyütmesine müsaade eden hususi bir “yaşını alma” sürecine katılmasına izin verir. Araştırmacılar, bu gen seti çıkarıldığında, Hydractinia’nın vücut parçalarını tekrardan büyütemediğini ve yeni kök hücreleri tekrardan üretemediğini buldular.
Hydractinia şeklinde yaratıkların ve hatta vücut parçalarını tekrardan büyütmek ve hasarı onarmak için benzemekte yöntemler kullanan öteki canlıların daha iyi anlaşılmasının, kendi hücrelerimizin nasıl yaşlandığını anlamamıza ve kim bilir yaşlanmayı yavaşlatmanın bir yolunu bulmamıza muavin olacağı ümit ediliyor.