Kalp kanseri nedir? – CHIP Online

Kanser vücutta bulunan derhal her organda ortaya çıkabilse de, kalbi de etkileyebileceğini büyük ihtimalle duymamışsınızdır. Fakat ne yazık ki bu şekilde bir gerçek var. Kalp organının vücut için ne kadar en gerekli bulunduğunu düşündüğünüzde bunun son derece şaşırtıcı bulunduğunu söylememiz mümkündür. Sadece bu vaziyet fazlaca ender olsa da, insanlarda birincil kalp organı kanseri görülmesi mümkün.

Birincil kalp organı tümörleri o denli nadirdir ki, istatistikler fazlaca azdır. Sadece bir tahmin, bunların kitlelerin yüzde 0,0017 ila yüzde 0,028’inde meydana geldiğini gösteriyor. Sadece bu tümörlerin bütünü fena huylu değildir.

Tıpkı vücudun öteki kısımlarında olduğu benzer biçimde, bir kişinin kalbinde, mesele miksoma olarak herkesçe malum olan, fena huylu olmayan (kanserli olmayan ya da iyi huylu) ur büyümeleri olabilir. Bunlar iyi huylu olsalar da, ur kalp organı odalarındaki kan dolaşımını etkilerse dikkat edilmesi gereken sıhhat problemlerine sebep olabilir.

Fena huylu kalp organı tümörleri

Daha ürkütücü olan ise, birincil kalp organı tümörlerinin yalnız yüzde 25’ini meydana getiren fena huylu kalp organı tümörleridir.

Chicago’daki Rush Üniversitesi Tıp Merkezi’nde bir kardiyolog ve kardiyo-onkoloji direktörü olan Dr. Tochukwu Okwuosa, açıklamasında “Kariyerim süresince, büyük ihtimalle iki veya üç kez kalp organının fena huylu birincil kanserlerini gördüm” diyor ve devam ediyor: “Oldukça yaygın maligniteler değiller ve bir çok insanoğlunun onlar hakkında sürekli olarak konuşmamasının sebebi de bu.”

Öteki fena huylu kanserlerden değişik olmayan bir halde bu vaziyet, denetim edilemeyen hücre büyümesini ihtiva eder, bu da metastaz olarak isimlendirilen süreç ile hastalığın yayılmasını ve vücudun öteki bölgelerini işgal etmesini sağlar. Bu kalpte meydana ulaştığında, bilhassa agresif olabilir.

Dr. Okwuosa “Fena huylu (malign) olduklarında ne yazık ki hakikaten fena huylu oluyorlar” diyor ve ekliyor: “Asla kimse kalbindeki tümörün malign bir kanser bulunduğunun kendisine söylenmesini istemez şu sebeple onu tedavi etme şansı fazlaca düşüktür ve kemoterapiyle bile ölüm şansı fazlaca yüksektir.” Karşılaştırma penceresinden bakıldığında, kalp organının en yaygın fena huylu tümörlerinden birisi yumuşak bağ dokularından çıkan sarkomdur. Oldukça ender olsa da, hasta için oldukça rahatsız edici bir teşhistir.

Kalp organı kanserinden ölen ünlüler de var

Tanınmış adların fazlaca azı kalp organı kanseri geçirdi. Off-White markasının arkasındaki meşhur moda tasarımcısı Virgil Abloh, kalp organının kan damarlarını etkileyen ender bir kanser türü olan kalp organı anjiyosarkomu sebebiyle 2021’de 41 yaşlarında yaşamını yitirdi. 1980’li yıllarda rock grubu Kiss’in davulcusu olan Eric Carr, 1991 senesinde tekrar 41 yaşlarında kalp organı kanserinden yaşamını yitirdi.

Kalp organı inanılmaz bir organdır, sadece rastgele bir kanser önleyici süper güce haiz değildir. Bu yüzden de kalp organı kanserinin bu kadar ender görülmesi şaşırtıcı olabilir. Kalp organı kanserinin nadirliğini izah etmek için birkaç değişik kuram bulunmakta.

Kalp organı kanseri niçin ender görülebilmektedir?

Bu teorilerden birisi, kalp organı kasını meydana getiren hücrelerin (kardiyak miyositler) gereğinden fazla seviyede farklılaştığı yönündedir.

Kanser, hücre bölünmesi sırasındaki bir “hata” sebebiyle ortaya çıkar ve mutasyona uğramış bir hücrenin normal olmayan bir şekilde biçimde çoğalmasına ve kontrolsüz bir halde bölünmesine sebep olur. Sadece, kalp organı kasındaki hücreler, mesele derinin epitel hücreleri benzer biçimde öteki organlara kıyasla daha sonraki yaşamlarında bölünmezler.

Bu, kalp organının hasarlı dokuyu onarmada iyi olmadığı anlamına gelse de, tümörlere karşı bir miktar dirençli olmasını sağlar.

Kalp organı kanserlerinin gereğinden fazla ender olması, ilk bakışta doğal ki pozitif yönde bir vaziyet. Sadece bu, hastalık hakkında dikkat edilmesi gereken bir kati degisecek eksikliği olduğu anlamına gelmektedir ve bu da doktorların hastalıkla başa çıkmasını zorlaştırır. örnek olarak, belirli bir hayat seçimi seçiminin ya da sıhhat durumunun kalp organı kanseri istenmeyen ihtimalini artırıp artırmadığı bile net olarak bilinmiyor. Kalp organı tümörlerinin nasıl ve niçin ortaya çıkmış olduğu ya da en iyi nasıl tedavi edileceği de belirsiz.

Kalp organı kanseri emarelerini saptamak da güç olabilir. Çeşitli tümörler asla semptom göstermezken, ötekiler yalnız bitkinlik, soluk darlığı, kafa dönmesi, göğüs ağrısı ve çarpıntı benzer biçimde spesifik olmayan semptomlara sebep olur.

Kendinizi fena hissediyorsanız ve bu semptomlardan rastgele birini ayrım ederseniz, bunun sebebinin bir kalp organı tümörü olması pek ihtimaller içinde değildir. Sadece kalp organı tümörü olmasa bile başka bir hastalığınız olabileceği için, daima bir tıp uzmanına başvurmanızda yarar var.

Dr Okwuosa, açıklamasını “Daima bunu vurgulamayı severim: Kendinizi iyi hissetmiyorsanız, denetim ettirin. İşin aslı bu, değil mi? Bence kimi zaman insanoğlu kendilerini iyi hissetmeyebilir ve ‘ah, biliyorsun, bu geçecek’ derler. Ne yazık ki, kimi zaman, siz geldiğinizde fazlaca geç olabilmektedir. İnsanlar güvenilir değilse, denetim edilmeleri ve değerlendirilmeleri gerekmektedir” şeklinde ifade ederek tamamlıyor.