Güneş’in fotosferinin yeni ve çok detaylı görüntüleri yayınlandı…

Ulusal İlim Vakfı’nın Daniel K. Inouye Güneş Teleskobu, bir yıldan fazla devam eden gözlemlerin arkasından devreye alma aşamasının ilk döngüsünü tamamladı. Bu mühim hatıra kutlamak için, meydana gelen çalışmanın çeşitli mühim noktalarını gösteren yeni görseller gösterildi.
Görseller, çoğu zaman Güneş’in yüzeyi olarak isimlendirilen bölge olan fotosfere odaklanıyor ve Güneş’in büyük ihtimalle sessiz olduğu bölgelerin yanında ayrıca daha etken bölgeleri de gösteriyor. Daha sessiz olan bölgelerde, fotosferin parçalı yapısı görülebiliyor. Daha sıcak olan plazma, Güneş’in içinden yükselerek bu parçaların daha parlak noktalarını oluştururken, daha soğuk olan plazma yer değiştirerek her hücre içinde birazcık daha koyu olan çizgiler meydana getiriyor.

Sadece Güneş’in yüzeyinde hakkaten karanlık bölgeler müşahade etmek için ise güneş lekelerine bakmamız gerekmektedir. Şimdilerde Güneş, etkinliğinin 11 senelik döngüsü süresince zirve yapmış olduğu an olan solar maksimuma doğru aşama kaydediyor. Aktivitenin artması ile birlikte güneş lekelerinin sayısı da arttığı için, bu dönem güneş lekelerini bulmaya çalışmak için muhteşem, harikulade bir süre olabilmektedir. Hatta çeşitli güneş lekelerini saptamak için Inouye şeklinde bir teleskopa bile ihtiyacınız yok.

Inouye Güneş Teleskobu, gezegenimizin en büyük ve en kuvvetli teleskopudur, bundan dolayı yalnızca oldukca detaylı görüntüler elde etmekle kalmayarak, araştırmacıları hemen hemen Güneş’in içine kadar taşıyabilir, en azından mecazi olarak… Güneş lekeleri, fotosferin, Güneş yüzeyinin art kalanından birazcık daha soğuk (birkaç bin aşama kadar) olan alanlarıdır. Aradaki bu ayrım, kuvvetli manyetik alanlardan oluşur. Güneş’in karmaşık manyetik alanı fotosferi yararak güneş lekesini oluşturur.
Güneş lekeleri, düzgüsel bir mıknatıs şeklinde bir şimal ve cenup kutbuna haiz olabilir ya da öteki güneş lekeleriyle etkileşime girebilir. Son derece karmaşık sistemler haline gelebilirler ve kimi zaman etraflarında birikmekte olan manyetik enerji, güneş patlamaları ve koronal kütle fırlatmaları şeklinde patlayıcı vakalarda açığa çıkar. Bu vakalar, gezegenimizin etrafındaki feza havasını değiştirip uyduları, elektrik hatlarını ve öteki teknolojileri etkileyebildikleri için oldukca tehlikeli olabilir.
Gösterilen görüntüler, 1. döngüde yürütülen araştırmaların oldukca ufak bir kısmını temsil ediyor. Devreye alma aşaması, cihazları kalibre etmenin ve kontrol etmenin bir yolu olsa da, oldukça gelişmiş araştırmalar da yürütülüyor.