Frankenstein mumyası keşfedildi – CHIP Online
Arkeologlar 2001 senesinde cenup Uist adasındaki Cladh Hallan bölgesindeki bir Bronz Çağı sahasında meydana getirilen kazılar esnasında, iyi korunmuş iki tane iskelete benzeyen bir bulgu yaptılar. Cesetler, gömülmek suretiyle taşınmadan evvel bir süre turba bataklığında korunduklarına dair işaretler gösteriyordu.
Turba, muazzam bir şekilde yosun şeklinde nebat materyallerinden meydana gelen organik maddenin ayrışmasıyla ortaya çıkıyor. Bilhassa sfagnum yosunu sulak alanlarda bir bataklık oluşturacak kadar biriktiğinde, turba katmanları cesetleri korumada inanılmaz derecede iyi olan asitler meydana getiriyor.
Carolyn Marshall, “Lindow Adamı” veya “Frankenstein iskeleti” olarak herkesçe malum olan iskeletler hakkında yapmış olduğu Ted konuşmasında, “Bu bitkiler toprağı asitlendirirken hem de nitrojene bağlanan bir bileşik salgılayarak bölgeyi gıda maddelerinden yoksun bırakıyor” dedi ve sürdü: “Soğuk şimal Avrupa sıcaklıklarının yanında ayrıca, bu koşullar bir çok mikrobun çalışmasını imkânsız hale getiriyor. Onları parçalayacak hiçbir şey olmadığından, ölü yosunlar yığılıyor ve bataklığa oksijen girmesini engelliyor. Netice itibariyle ortaya naturel olarak kapalı bir sistem çıkıyor. Turba bataklığına giren her türlü organik madde orada öylece kalıyor. Lindow Adamı da bunlardan birisi.”
Bölgede var olan kemikler Cladh Hallan’ın Bronz Çağı sakinlerinin cesetleri kol kanat germek için kasıtlı olarak turba bataklıklarına yerleştirdiklerine dair ipuçları içeriyor. Bu yöntemin Bronz Çağı Britanya’sında gerçekleştiği evvelinden bilinmiyordu.
2 iskelet, 6 şahıs…
DNA testleri, bataklıkta var olan iskeletlerin altı değişik insandan geldiğini gösteriyor. Hiçbiri kardeş değildi. İzotropik tarihleme hanım iskeletlerinin benzer dönemden geldiğini gösteriyor, adam iskeletlerinin içinde ise yüzlerce sene bulunmakta.
İskeletlerden birisi MÖ 1260 – 1440 içinde bir araya getirilmiş. Öteki bir tanesi ise MÖ 1130 – 1310 arasına tarihleniyor. Bir kesişim lakırdı konusu olsa da, Sheffield Üniversitesinden kazıbilimci Mike Parker-Pearson, “İstatistiki olarak baktığımızda, değişik zamanlarda birleştirilmiş oldukları görülüyor” diyor.
Yüzlerce hatta binlerce sene evvel bedenlerin bu biçimde birleştirilip korunmasının sebebinin ne olduğuna dair birkaç kuram bulunmakta.
Brown ihtimallerden birini, “Bir ihtimal iskeletlerden birinin kafası düştü, bunun üstüne başka bir iskeletten alınan kafayı onun üzerin koydular” şeklinde açıklıyor. Bir başka kuram ise arazinin sahipliğinin gösterilmesi için atalarının cesetlerini haiz oldukları toprakların üstüne bir işaret şeklinde bırakıyor olmaları. Parker-Pearson, “Atalarının değişik vücut parçalarının birleştiriliyor olması, değişik ailelerin evlilik yolu ile birleşmesini ve arazileri miras almalarını gösteriyor olabilir” diyor.