Evrenin merkezi neden yoktur? – CHIP Online

Ortalama 14 milyar sene evvel, bildiğimiz her şey Büyük Patlama ile başladı. Sadece bunu hakkaten bir patlama olarak zihinde ölçmek ve değerlendirmek doğru olmaz. Evren başladığında feza ve vakit ortaya çıktı. Bunu bir patlama olarak düşlemek, bununla birlikte tek bir noktadan başladığını düşünmemize niçin olabilmektedir, fakat vaziyet bu değil.
Büyük Patlama her yerde benzer anda oldu. Ve gökbilimciler her yerde derken hakkaten her yeri kastediyorlar. Her şeyin başladığı tek bir nokta yoktu, evrendeki bütün mesafeler sıfırdı, kısaca evrendeki her nokta fiilen benzer yerdeydi: Her yerde…
Bu yüzden “evrenin merkezi neresidir” benzer biçimde bir soruyla karşılaşırsanız yanıt kolay: “Bu şekilde bir merkez yok.“
Görünür evren ortalama 94 milyar ziya seneyi çapındadır. Bunlar, bir tek görebildiğimiz her şeydir. Eğer bir tek görebildiğimiz kısımdan oluştuğunu düşünürsek, evrenin merkezinde olduğumuzu söylememiz mümkündür. müşahade ettiğimiz şeyin kozmologlar tarafınca tanımlanan oldukca mühim iki vasfı olduğu bilinmektedir: İzotropik ve tekdüze oluş. İzotropik olma, hangi yöne bakarsanız bakın benzer görünmüş olduğu anlamına gelmektedir ve tekdüze olma, en büyük ölçekte her yerde benzer olduğu anlamına gelmektedir.
Bu gerçekler bizlere, görebildiğimiz evrenden oldukca daha büyük olan bir tüm olarak evren hakkında birazcık data veriyor. Hemen hemen evrenin ne kadar büyük bulunduğunu ya da bütün evrenin neye benzediğini bilmiyoruz, bu yüzden evrendeki bulunduğumuz kısım art kalanından değişik, hususi olabilir ya da bütünü temsil ediyor olabilir.
En kolay senaryo: Evren sonsuzdur
Düşünülebilecek en kolay senaryo, evrenin sonsuz olduğudur. Sonsuz olan bir şeyin merkezi yoktur. Sadece, sıska beyinlerimiz sonsuzluk terimini görselleştirecek biçimde evrimleşmemiş olsa da, bir şey sonsuza kadar devam ediyorsa, hususi bir merkez noktası olmadığını söylememiz mümkündür.
Sadece, evrenin sonsuza kadar devam ettiğinin garantisini de veremeyiz ve bir sonu olabilir de… Dünyayla ilgili deneyimlerimiz bizlere, eğer bir şey sonlu boyuttaysa, o vakit bir merkezi bulunduğunu söyler, mesele bir küp ya da küre düşünebilirsiniz.
Ne yazık ki deneyimlerimiz evreni bir tüm olarak ifade etmiyor bundan dolayı en aşina olduğumuz geometri sonlu bir evrenin geometrisi değil. Eğrilik kavramıyla çalışmak didinmek zorundayız ve bir kez daha beyinlerimiz üç boyuttaki eğrilikle başa belirmek için gelişmiş değil.
Sorunlu fakat daha basit bir benzetme yapmamız mümkündür. Maynooth Üniversitesi kuramsal fizik Profesörü Peter Coles’un IFLScience ile yapmış olduğu bir görüşmede “Bir kürenin yüzeyini düşünürseniz, bütünü bu kadarsa, kürenin bir merkezi yoktur. Kürenin merkezi o alanın dışındadır, değil mi? Bu gerçek bir şey değil” dedi ve sürdü: “Bir küreyi üç boyutlu bir uzaya gömülü olarak düşünürsünüz ve merkez o üç boyutlu uzaydadır. Fakat her şey iki boyutlu uzaydan ibaretse, onun bir merkezi yoktur.”
Yeniden etmemiz gerekirse… Söylenecek tek şey, evrenin bir merkezi olmadığı. Algılayabildiğimiz kadarıyla, fiziğimiz, dört boyutlu uzay-zaman sürekliliğinde işler. Daha çok boyutla bakıldığında, eğrilik merkezi bir konumu ima edebilir. Fakat eğer bir merkezi var ise, bizim anladığımız şekliyle evrenimizin bir parçası değildir.