Dünya için tehlikeli asteroitlerin boyu hakkında yanılıyor olabiliriz…

İnsanlığı tehdit eden büyüklükte bir asteroitten bahsedildiğinde, bir çok kişinin aklına Dünya’daki türlerin çoğuyla beraber kuş olmayan dinozorları da yok eden büyüklükteki asteroide benzeyen bir cisim gelmektedir. Don’t Look Up ve Deep Impact şeklinde filmlerde, bu nevi vakalar gerçek hayatta olduğundan oldukça daha yaygındır. Aslen Dünya, nihayet birkaç surat , sima ,çehre milyon senede bu olaylardan yalnızca bir tanesi ile karşılaştı.
Bu nevi bir vakası önlemeyi mesuliyet edinen bilim adamları, insanlığı aniden sona erdirmeyecek, sadece besin üretimini senelerce engelleyebilecek ve milyarlarca insanoğlunun ölümüne yol açabilecek daha ufak vakalar hakkında oldukça daha çok endişeli olduklarını söylüyorlar. Goddard feza Uçuş Merkezi’nden Dr. James Garvin‘in geçtiğimiz hafta Teksas’ta düzenlenen Ay ve Gezegen Bilimi Konferansı’nda gündeme getirmiş olduğu bu nevi vakalar kaygı verici derecede sık olabilir.
Mars’tan daha yakında bir yörüngeye haiz olan asteroitlerin oldukça azı dinozorları öldüren boyutta ve o denli büyük kuyruklu yıldızlar nadiren Güneş’in bu kadar tanıdığından geçerler. Sadece ortalama 1 kilometre çapındaki feza cisimleri oldukça daha yaygındır. Bunlardan birinin gezegenimize çarpması mahalli bir felakete neden olsa da, global tesirleri çoğu zaman daha kısa olabilecektir.. Sadece, hemen hemen Dünya’nın üretim kapasitesinin sınırlarını zorlayan, bir uygarlık esnasında Dünya’ya çarpan bir meteor görmedik.
Bu şekilde bir cisim karaya çarparsa en azından 25-35 kilometre genişliğinde bir krater bırakmalıdır. Bunun ne sıklıkta bulunduğunu kestirmek için gezegen bilimcileri üç metot kullandılar. Dünya ile kesişen yörüngelere haiz herkesçe malum olan nesnelerin sayısına baktılar, Dünya’da kısa sürede münasip boyutta meydana gelen kraterleri saydılar ve benzemekte bir Ay krateri sayımı yerine getirdiler.
Aşınma ya da engelleyici orman ya da okyanus olmadığı için Ay verileri oldukça daha güvenilir olarak kabul edilmelidir. Her neyse ki üç hesaplamanın da uyum gösteren olması, bir milyon sene süresince ortalama 1,5 çarpışma ile rahatlatıcı sayılabilecek bir degisecek sağlıyor. Fakat birkaç surat , sima ,çehre milyon senede bire bakılırsa oldukça daha ürkütücü olduğu kati.
Garvin’in incelemiş olduğu var olan kraterlerin en eskisinin 1,05 milyon yaşlarında olduğu tahmin ediliyor. Ve bunlar bir tek bulabildiğimiz kraterler. Büyük ihtimalle karadaki her birisi için okyanusta üç adet olduğu bilinmektedir ve Antarktika’nın altında bir krater var ise, onu da bulamamış olabiliriz. Yerleşim olan kıtalarda bile bir kısmı ayrım edilmeyebilir. Garvin’in incelemiş olduğu dörtlüden önde gelen Pantasma’nın Orta ABD yağmur ormanlarının altında gizlendiği sadece 2019’da tespit edildi.
Sadece Garvin çeşitli ikaz noktaları bulunduğunu ve kraterleri irdelemek araştırmak ve değerlendirmek için bölgeye gitmediğini belirtiyor. bundan farklı olarak, bu emek verme bir uzmanlar konferansında sunulmuş olsa da hemen hemen hakemli bir dergide yayınlanmadı.