Avrupa gezisine çıkan ilk Osmanlı padişahı
Avrupa gezisine çıkan ilk Osmanlı padişahı kimdir? En kısa padişahlık meydana getiren kimdir, en yakışıklı osmanlı padişahı, Sultan Aziz nasıl öldü, Abdülaziz’in anası kimdir, şeklinde aramalarınıza herdembilgiler’den cevap bulabilirsiniz.
Sultan Abdülaziz kimdir?
II. Mahmud’un şehzadesi, Sultan Abdülmecid’in kardeşi, nihayet veliaht, nihayet halife Abdülmecid Efendi’nin babası. Anası, Kafkasyalı Şapsıh Çerkes kabilesinden cariye Pertevniyal’i, I. Abdülhamid’in kızı, Abdülaziz’in halası “Minik” Esma Sultan 1826’da kardeşi II. Mahmud’a sunmuştur. O da ikbâl sanı vererek eşleri arasına katmış. Abdülaziz’i doğurunca, kadınefendi pâyesi vermiştir.
Sultan Abdülaziz’in tahta çıkışı
Babası öldüğü sırada dokuz yaşlarında olan şehzade Abdülaziz, ağabeyi Abdülmecid’in (1839-1861) saltanatında çocukluk ve gençliğini veliaht konumunda hür ortamlarda geçirirken, geleneksel İslâm ve saray terbiyesi, yazı-hat, müzik ve fotoğraf eğitimleri de almış. Hocaları içinde Akşehirli Hasan Fehmi Efendi, Bestekâr Yusuf Paşa da vardı. Güreşe, ava, atıcılığa, cirite meraklıydı. Buna karşılık siyasal, diplomatik askerî deneyimler edinmekten ırak tutulduğundan, 31 yaşlarında hükümdar ortaya çıktığında devlet yönetimine hazır değildi.
Avrupa gezisine çıkan ilk Osmanlı padişahı hakkında
1867’de Avrupa ilk kez bir “Türk” hakanını ağırladı. Abdülaziz, Fransa İmparatoru 3. Napoléon’un Paris Endüstri Sergisi’ne; İngiltere Kraliçesi Victoria’nın da Londra’ya davetleri üstüne 21 Haziran’da Sultaniyye vapuruyla İstanbul’dan ayrıldı. Napoli, Toulon, Paris, Londra, Brüksel, Viyana, Budapeşte resmî ziyaretlerini kapsayan uzun seyahat programı, padişahın Rusçuk-Varna üstünden 7 Ağustos 1867’de İstanbul’a dönüşüyle noktalandı.
Avrupa gezisine çıkan ilk Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz
Avrupa izlenimlerinden oldukca etkilenen Abdülaziz, hemen hemen bütün semtleri, hatta eski sarayları bile harabe görüntüsü veren İstanbul’u, Avrupa kentleri şeklinde bayındır etme hevesine tutuldu fakat fanatik olduğu Paris’i, Londra’yı, Viyana’yı geliştiren kaynakları hesaba katmaktan uzaktı. Avrupa bankalarından alınan borçlarla bazı yatırımlar yapılmış oldu. Çırağan ve Beylerbeyi saraylarıyla Ayazağa, Tokat Bahçesi, Alemdağ, İcadiye, İzmit köşklerinin; anası Pertevniyal adına Aksaray’da Valide Sultan Külliyesi’nin yapımları başlatıldı. Borç ve krediler için Bank-ı Osmânî-i Şahane (Osmanlı Bankası) açıldı. Tahta çıkmış olduğu günlerde saray giderlerini kısacağını, mütevazı yaşayacağını vadeden Abdülaziz, Avrupa saraylarını gördükten sonrasında, Dolmabahçe, Çırağan, Yıldız, Beylerbeyi saraylarıyla köşk ve kasırların ihtişamına koşut saltanat törenlerinin de görkemli olmasını istedi.
Avrupa gezisine çıkan ilk Osmanlı padişahı ve tesirleri
Saltanat saraylarının kadroları Avrupa sarayları şeklinde yüzlerce kişiyi kapsayacak boyutta genişletildi. Karaköy-Beyoğlu Tüneli’yle beraber askerî fabrikalar da kuruldu. Öğretim dili Türkçe ve Fransızca olan Mekteb-i Sultani (Galatasaray), ilk üniversite sayılan Darülfünun, İnas endüstri (kız sanat), Darülmuallimat (kız öğretmen); Darüşşafaka ve tıbbiye mektepleri açıldı.
Avrupa ziyaretinin arkasından değişiklik ve gelişimi seçen hükümdar Sultan Abdülaziz, ilericilik penceresinden öne çıkan sultanlardan birisi oldu. Sadece saltanatı bu adımların haricinde dahil meselerle uğraştırmasını gerektirdi. Bilhassa İstanbul’da çıkan ve şehri adeta kül eden Beyoğlu yangını büyük bir problem yaratmıştı.
İstanbul’u Avrupa başkentleri şeklinde düş ederek yola koyulan Sultan Abdülaziz’in Avrupa ziyareti ve Avrupa’ya ziyaret eden ilk Sultan olması penceresinden büyük öneme haizdir.
Osmanlı’da batıya açılışın mimarı
31 yaşlarında tahta geçip, 46 yaşlarında ölen Sultan Abdülaziz’in 15 senelik saltanatı, Osmanlı toplumunda ilklerin devri oldu. Avrupaî yapı, kuruluş, moda ve tarzların yayılmaya başlaması, giyim kuşam yenilikleri, basının ve fotoğrafın günlük yaşama girmesi, toplumda yeni düşüncelerin, özgürlük isteklerinin uyanması önemliydi. Sadece Garp’ya açılışın getirmiş olduğu lüks ve sefahat yaygınlaştı; askerî, endüstriyel ve ekonomik yönden Avrupa’ya bağımlılık yanında, ayrılıkçı ayaklanmalar da arttı.
Kaynak: #Eski dönem