Akdeniz’de üç etkileyici batık bulundu…

Internasyonal bir su altı arkeologları ekibi, geçtiğimiz sene Tunus açıklarındaki tehlikeli Akdeniz sularında inanılmaz bir keşifle üç yeni vapur enkazı buldular. Batıklardan birinin oldukça eski zamanlara, MÖ 100 ile MS 200 yılları arasına, öteki ikisinin ise 19. yüzyılın sonları ya da 20. yüzyılın başlarına ilişik olduğu düşünülüyor.
Kalıntılar, Akdeniz’de Sicilya ve Tunus kıyıları içinde yer edinen ortalama 200 deniz mili uzunluğundaki bir alan olan Skerki Bank’a meydana getirilen bir vazife esnasında bulunmuş oldu. Bu bölge, tarihsel olarak, büyük Kartaca şehri ile Roma İmparatorluğu içinde direkt bir alış veriş yolu elde eden, gezegenimizin en işlek nakliye kanallarından biriydi. Daha yakın zamanlarda, 2. Dünya Savaşı esnasında birkaç deniz savaşına ev sahipliği yapmış oldu.
Sadece, en tehlikeli kısmı Keith Resifi olan bu bölge, onu geçmeye işçi gemiler için de mühim tehlikeler meydana getiriyor. Buradaki kayalık yükseltiler bir noktada hemen hemen su yüzeyine ulaşıyor ve bu tuzak kayalar bölgede niçin onlarca enkazın bulunduğunu açıklamaya muavin olabilmektedir.
Bu görevdeki arkeologlar ilk kez Keith Resifi çevresindeki deniz tabanının detaylı bir batimetrik haritasını çıkarabildiler ve bu da yeni keşfedilen üç batığı görmelerine imkan sağlamış oldu. Yeni araştırma gemisi Alfred Merlin ile yola çıktılar ve bölge hakkında olabildiğince çok data bir araya getirmek için Hilarion adlı bir robot ve oldukça ışınlı sonar kullandılar.
Yeni var olan kalıntılardan ilki, 19. yüzyılın sonları ya da 20. yüzyılın başlarından kalma büyük, motorlu, metal bir geminin enkazıdır. Gemide rastgele bir kargo izi bulunamadı, bu da bir kargo taşınmadığını ya da kargonun bozulabilir bulunduğunu öneriyor. Rastgele bir cankurtaran sandalının bulunduğuna dair bir gösterge olmaması da, mürettebatın vapur batmadan evvel gemiden kaçabildiğini öneriyor.
İkinci batık da ortalama olarak benzer yaşta sadece tahtadan yapılmış ve büyük ihtimalle motorlu değil. tekrar kargo bulunamadı ve bu yıkıntı daha minik olduğundan dolayı (15 metre uzunluğunda), ekip bunun bir balıkçı teknesi olabileceğini tahmin ediyor.
Sadece, üçüncü ve nihayet yeni bulgu, ötekilerden oldukça daha ihtiyar. Ekip, büyük ihtimalle bir Roma alış veriş gemisi olan geminin MÖ 1. yüzyılın sonu ile MS 2. yüzyılın ortaları arasına ilişik bulunduğunu söylüyor. Çeşitli amfor kalıntıları da bulunduğundan şarap taşımış olduğu düşünülüyor.
Ekip, inanılmaz yeni buluntuların yanında ayrıca, evvelinden 1990’larda Amerika’li kaşifler tarafınca belgelenmiş olan, İtalyan kıyılarına yakın öteki çeşitli batıkları da yakından araştırma fırsatı buldu.
Cezayir, Hırvatistan, Mısır, Fransa, İtalya, Fas, İspanya ve Tunus’tan 28 uzmanı bir araya getiren vazife, sualtı mirasını korumaya yönelik daha geniş bir hedefin parçası olarak UNESCO tarafınca koordine edildi. UNESCO’nun bir bildiride özetlediğine nazaran “Sualtı mirası istismara, trol balıkçılığına, kaçakçılığa ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı savunmasızdır, bundan dolayı bu vazife, birden çok vapur enkazının bulunmuş olduğu kati bölgeyi belirlemeyi ve bütün eserleri belgelemeyi amaçlıyordu.”