İstanbul’un Eşsiz Manzaralarını İzleyebileceğiniz 10 Yer

İstanbul, tarihiyle, konumuyla ve modernliği ile bütün gezegenimizin dikkatini çeken en mühim şehirlerimizden biridir. Kültürel ve sanatla alakalı açıdan gezilecek yüzlerce hatta binlerce yere haiz olan İstabul’un en oldukca ziyaretçi çeken bölgeleri de boğazlarıdır.

Asla bilmediğiniz bir ülkeyi, şehri gezerken her insanın beklentileri farklı alaka alanlarına bakılırsa değişebilir. Kimi şehrin zamanı yapısına, kimi keyif alanlarına kimi baş dinleyebileceği sakin yerlerine bakar. İstanbul zenginliğinden dolayı her insanın ilgisini bir noktadan yakalayabilecek bir kent olsa da benim benzer biçimde deniz ve kent manzarasını en iyi noktalardan izlemeyi seven insanoğlu için İstanbul’un en güzel manzaralı yerlerini sizler için topladım.

1- Galata Kulesi

İstanbul’un en eski kulelerinden birisi olan Galata Kulesi, İstanbul’u panoramik olarak setretmek isteyenler için oldukca doğru bir adres. Beyoğlu’nun simgesi olan bu kule 528 senesinde inşa edilmiştir. Şehrin mühim bir sembolu olan kule 2013 senesinde UNESCO Dünya Mirası Geçici Sıralaması’ne alınmıştır. İstanbul Boğazını ve Haliç‘i kuleden keyifle seyredebilirsiniz. Küçük bir not: Efsaneye bakılırsa eğer yanınızda sevdiğinizle kuleye çıkarsanız o kişiyle evlenirmişsiniz!

2- Kız Kulesi

Efsanelere mevzu, bahis oluşuyla meşhur İstanbul’un en duygusal kulesi olan Kız Kulesi, mimari açıdan da şehrin en güzel yapılarından biridir. Üsküdar‘ın simgesi olan Kız Kulesi, Yunanlılar, Atinalılar ve Osmanlılar tarafınca kullanılmış hakkında birden çok efsaneleşmiş yaratılmasına neden olmuştur. Alımlı İstanbul Boğazı’nın en güzel noktasında yer edinen kule haftanın 7 günü açıktır.

3- millet Parkı

millet Parkı, İstanbul’un kim bilir panoramik olmayan ender en güzel manzarasına haiz yeri olabilir. Yeşilliğin içinde İstanbul Boğazı’na yüksekten bakabileceğiniz bir konumda var olan millet Parkı’nda hem dinlenip aynı zamanda eşi olmayan manzaranın tadını çıkarabilirsiniz. İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde var olan parkın içinde kafe bulunur fakat tavsiyem yeşilliğin tadını çıkarmanızdan yana olabilecektir..

4- Sapphire Seyir Terası

İstanbul Sapphire Alışveriş Merkezi‘nin, 55. katına meydana getirilen bu seyir terası yarı kapalı bir alan olmasına karşın İstanbul’un en iyi panoramik manzarası bulunduğunu iddia edebileceğim bir yerdir. İstanbul’un bütününü 236 m yükseklikten görebileceğiniz olağanüstü bir görünüm isteyenler buraya mutlak surette gitmeli. Doğal olarak yükseklik kaygısı olanları pek bahtiyar eden bir seyahat olacağını söyleyemem ne yazık ki. İçerisinde kafe, restaurant ve simülasyon oyunları barındıran terasta İstanbul’un zirvesinde bir kahve içmenizi şiddetle tavsiye ederim.

5- Otağtepe Parkı

İstanbul’un doğa cenneti olarak herkesçe malum olan Beykoz ilçesinde Kavacık’ta var olan Otağtepe Parkı birden çok dizi ve filmden tanıdık gelebilecek bir mekandır. Fatih Korusu olarakta herkesçe malum olan park İstanbul Boğazı’nın en net ve etkisi altına alan manzaralarından birine haizdir. Sadece Park’a girişlerin erken saatte kapanmış olduğu aklınızda bulunsun. bundan farklı olarak park içinde kafe benzeri asla mekan bulunmamaktadır.

6- Ortaköy Sahili

Hem turk yerli hem yabancı turistlerin olmazsa olmaz durağı Ortaköy! Benzeri olmayan bir görünüm çizik atmak, bir şeyler karalamak istesek sanırım daha iyi bir yerden esin alınamaz. Karşınıza Ortaköy Camii ve arkasına Boğaziçi Köprüsü’nü alarak gün boyu oturup denizin kenarında hafifçe esen rüzgarla zaman geçirebilirsiniz. Beşiktaş’tan 10-15 dk’lık bir yürüyüşle ulaşacağınız Ortaköy’de kumpir yemeyi unutmamanız icap ettiğini söylemeli miyiz?

7- Çengelköy Sahili 

Avrupa’dan Ortaköy’ü alırız da Anadolu’nun Çengelköy’ünü unutabilir miyiz? Çengelköy, Beylerbeyi ve Kuleli içinde kalan, Anadolu’nun en güzel kıyı kesimidir bence. İstanbul Boğazı’nı tam karşıdan izleyebilmek içinde adres Çengelköy Zamanı Çınaraltı Çay Bahçesi’dir. Gün batımında, bir bardak çayla boğaz manzarasının tadını tanımlamak oldukca güç… Gitmişken Çengelköy Börekçisi’ne uğramayı da ihmal etmeyin.

8- Büyük Çamlıca Tepesi

Çamlıca Tepesi, İstanbul’un tepeleri diyince ilk akla gelen yerlerdendir. 268 m yüksekliğe haiz tepeden, tertemiz açık hava eşliğinde İstanbul manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Bilhassa gün batımı seven biriyseniz burası İstanbul’da en seveceğiniz yerlerden birisi olabilir.

9- Pierre Loti Tepesi

Haliç’in manzarasının keyfini en güzel çıkaracağınız yer Pierre Loti Tepesi’dir. İsmini Fransız bir yazarın takma isminden alan bu tepe turistler tarafınca son derece tercih edilmelidir. Bir bütün olarak kişisel fikrim Pierre Loti’nin İstanbul’lular tarafınca oldukca abartılmış bir yer olduğu yönündedir. ‘Burası İstanbul’un en iyi manzarasına haiz’ diyemeyeceğim bir mekandır sadece zamanı ve konum özellikleri düşünülünce üzerine Haliç’in de güzelliği eklenince bu listede olmaması haksızlık olurdu bence. Beni pek çeken bir yer olmamıştı sadece o denli seveni var ise siz de bir gidip görmelisiniz mutlak surette.

10- Rumeli Hisarı ve Aşiyan Müzesi

nihayet olarak bu iki yeri birlikte karalamak için kendimce hususi ve mühim bir sebebim vardı. Her şeyden önce sona bıraktığım için öbürlerinden önemsizmiş benzer biçimde düşünülmesini istemem şundan dolayı tam tersi bu iki yerin oldukca büyük güzellikleri var aslolan İstanbul’u gösteren. Rumeli Hisarı’na girişi oldukca münasip fiyata yapabilirsiniz. Hisar kapısından girdikten sonrasında döküm topları görerek zamanı koklayabilirsiniz. Hisar’ı tırmandıktan sonrasında boğazı ayaklarınızın altına seren efsanevi bir görünüm sizi karşılıyor. Eski kalelerin, surların içinde yaşadığınız bu yolculuktan sonrasında bu manzaraya bakınca insanoğlunun aklı başından gidebiliyor.

Ben İstanbul’lu değilim, sonradan yerleşenlerdenim. Hatta zorunda kalmasam İstanbul’u tercih etmeyecek kadar sevmezdim. Seneler evvel bir mektep gezisiyle Rumeli Hisarı’na geldiğimizde zamanı de oldukca sevdiğimden baya etkilenmiştim sadece bu etkilenme birazcık insanı ürküten türdendi. Rumeli Hisarı, Fatih Sultan Mehmet tarafınca 1452 senesinde tam 5 ay içinde yaptırılıp bitirilmiş büyük bir yapıt. O yıllardan bugünlere kalmış ve insanoğlu oranın tepesinden hala İstanbul’un eşi olmayan manzarasını izleyebiliyordu. Bu fikir beni bir fazlaca korkutmuştu ve içimden beni hiçbir vakit çekmeyen İstanbul’a soğuma düşünceleri oluşturmuştu. Böylesine hakkaten ‘büyük‘ bir şehirde tek başına yaşama fikri oldukca zordu.

Oradan çıkıp Hisar’dan adım atma mesafesi olan Aşiyan’a gidebilirsiniz, ikimiz de mektep gezimizle öyleki yapmıştık. Aşiyan yokuşunu takip ederek 10-15 dk’lık bir yürüyüş sonrası Aşiyan Müze’sine varılabiliyor. Türk Edebiyatı’nın en mühim isimlerinden Tevfik Fikret‘in evi, 1945’ten beri müze olarak kullanılıyor. Bir şairin evi olduğu her bir noktasından belli olan mekan kelimelerle tanım edilemeyecek bir güzelliğe haiz. İnsanın bu şekilde bir manzaraya haiz evi olduktan sonrasında ozan olmaması mümkün değildir aslına bakarsan.

Müzeyi aynı zamanda gezmenizi tavsiye ederim doğal olarak sadece söz etmek istediğim müze değil ne yazık ki bu sefer. Aşiyan’ın tepesinden müzenin bahçesinde banklara dayanıp ayaklarınızı İstanbul’a karşı sallandırırsanız eğer ifade etmek istediğimi anlayabilirsiniz. Hisar’da içimi kaplayan korkudan geriye zerre his bırakmayıp, verdiği rahatlık ile beni İstanbul’a aşık eden yer oldu orası. Ben yalnız bu kadarını söyleyebiliyorum tasavvur edin, gezip gidip müşahade etmek size kalmış…