Hatay’da Gezilecek Yerler – herdembilgiler


Hatay şehri, 23 Temmuz 1939 tarihinde Türk topraklarına katılmış olup bu vasfa haizdir ve devletimizde hususi bir öneme haizdir. Değişik dinlere mensup yurttaşlarımızın uzun senelerdir bir arada sulh içinde yaşamış olduğu şehirde yürürken kendinizi fazlaca rahat hissedeceksiniz. kent merkezi aslına bakarsak Eski Antakya ve Yeni Antakya olarak ikiye ayrılıyor. Eski Antakya evleri bilhassa nihayet 4-5 senede restore edilerek butik otel, restoran ve kafe olarak kullanım alanına açıldı.
Umumi mimari; güzel avluları olan taş duvarlarla çevrili evlerdir. Bu avlularda limon, portakal ve nar ağaçlarını görebilirsiniz. Yazın kavurucu aylarında, bozulmamış bir ortamda sevdiklerinizle güzel anılar biriktirebileceğiniz, leziz yiyeceklerin ve mükemmel müziğin tadını çıkarabileceğiniz bu avlularda diri müzik de var.
Sosyal paylaşım platformunda üleştirmek için muhteşem, harikulade fotoğraflardan bahsetmiyorum bile. Ne yazık ki, bizim “Siheyuan” kültürümüz kısacık zamanda hayatta kalamadı ve insanoğlu bunu giderek daha fazlaca takdir ediyor.
Hatay’da Gezilecek Bölgeler
Uzun Çarşı
Antakya’ya kısa süreliğine gelenler bu mevzuda son derece rahat olup, kent merkezinin gezilecek bölgeleri fazlaca yakındır. Kısaca evvelde fazlaca iyi bir planla, geldiğiniz ilk gün birden çok mühim yeri görebilirsiniz. kent merkezindeki Uzun Çarşı’dan baharat, peynir, künefe ve defne sabunu almayın.
Sokullu Kervansarayı
Bu, 16. yüzyılda inşa edilmiş bir kervansaraydır. Sokuru Muhammed Paşa Külliyesi’ndeki bilgilere gore mimarı Mimar Sinan’dır. Burası, Sokulu’nu askeri ve ticari bir liman olarak kullanmanın yanında ayrıca, hacılar ve tüccarlar için güvenli bir yer oluşturmak için yaratılmıştır.
Karen Cehennem Kayıkçısı
Yunan mitolojisinde adı geçen Harun’lu kayıkçının kabartması büyük bir taşa oyulmuştur. Burası Britanya Kolombiyası. Bu 2. yüzyıldan kalma fazlaca büyük bir büst. Büyük Veba esnasında şehri kol kanat germek için yapıldığı söylenen büst, vebanın bitmesi sebebiyle tamamlanamadı.
Vakıflı Köyü
tekrar Samandağ’da var olan Vakıflı Köyü, ülkemizde nihayet zamanda turizmle büyüyen ve ürettikleri malzemeleri turk yerli ve yabancı turistlere ulaştıran tek Ermeni köyüdür.
Köyün evveliyatına baktığımızda; 2. Mahmut tarafınca Mihail isminde varsıl bir Hıristiyan Arap’a verildiğinde ufak bir yerleşim yeri haline geldiği, bunun “temelinin” adının buradan geldiği söylenmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nun uzun bir zamanda idaresinde kalan köy, sonrasında Fransa ve Hatay Cumhuriyeti’ne göç yapmak eylemek yerine ülkemizde kalmaya karar vermiş, ülkemizin zenginliğine kıymet katmak için mühim bir yer.
Aççana- Tayinat Höyükleri
Bu çok eski bölgeler Antakya’dan Rehanlı’ya giden yolda birbirine fazlaca yakındı ve Tunç ve Demir Çağları’nda fazlaca önemliydi. Hitit buluntularını görebileceğiniz arkeoloji müzesinde bölgeyi dolaşmak için listeye ekleyebilirsiniz.
St. Simeon Manastırı
Samanda civarlarında var olan manastır, MS’de inşa edilmiştir. 6. yüzyılda inşa edilmiştir. Günümüz şartlarında harabelerin hakim olduğu manastır, 1500 senelik zamanı ile Antakya’nın zenginliğine zenginlik katmaktadır. Manzaralı manastırdaki yolculuğunuzda yol süresince gördüğünüz yel gülleri size eşlik edecek.
Tokaçlı Zeytin Müzesi
Altınözü’nde var olan müze, müzeye dönüştürülen 300 senelik zeytinyağı sıkma atölyesi ile bölgenin tek zeytin müzesi olma hususi durumunu taşıyor. Anadolu’nun yüzlerce hatta binlerce senedir meşhur zeytinleri ve zeytin ağaçları korunmayı ve korunmayı hak ediyor.
Harbiye Şelalesi
Daphne ve Apollon’un ağaca dönüşmesi ilişkili meşhur efsanenin ve “Daphne’nin Gözyaşları” olarak da herkesçe malum olan Harbiye Şelalelerinin ortaya çıkmış olduğu yer burasıdır. Antakya merkeze araçla otuz dakika uzaklıkta olan Harbiye’de bol miktarda kahvaltı yapabileceğiniz ya da balık yiyebileceğiniz bir restoran, şelalenin ortasına kurulmuş masalar ile su ve yeşilin bir arada olduğu pastoral bir mekan var.
Arabın Gölü
Kaplıcalar, Arabın Gölü – Arsuz Colonlun Liman Arsuz’un organik güzellikleri eski dönem ve yüzme penceresinden son derece elverişli bir yerdir. Colonnade Limanı’ndan çevreyi seyrederken denize girebilirsiniz. Termal kaplıca ve Arabın Gölü adı verilen yer Arsuz’a 10 km uzaklıktadır. Yürüyüş yapmayı seven ve bununla birlikte Roma kalıntılarını müşahade etmek isteyenler için bu iki yer görülmeye kıymet.
Karamağara Koyu
Koyda uykuya dalmak, deniz kadar temiz ve güzeldir. Yayladağı’nda var olan bu yer turistlere pek tanıdık gelmiyor. Öteki birden çok meşhur yer, turistler tarafınca kalabalık ve pis olduğundan dolayı eleştirildi. Nitelik bilincine haiz turistler yalnız denize girmekle kalmamalı, burayı kesinlikle keşfetmeli ve masmavi denizin tadını çıkarmalıdır.
Yanan Taş
Benzer biçimde Amanos Dağları’nın tepesindeki Geç Roma dönemine ilişik mayınların bulunmuş olduğu Arsuz Kurt Bağ’da, kayaların bir kısmının arasından sızan metalik gazdan kaynaklandığı kabul edilen yangınlar çıktı.
Hatay’da Gezilecek Bölgeler İle alakalı Videolar