Hafızamızdaki Yeri Çok Büyük Olan Video Oyun Mekanları

Video oyunlarında öykü, karakterler ya da vazifeler haricinde en oldukça alaka çeken öğe da oyunun geçmiş olduğu mekanlar. Mekan tasarımları günümüz şartlarında oldukça daha gelişmiş durumda ve hemen hemen her oyunda göz kamaştırıcı ve bizleri etkileyen mekanlar görebiliyoruz. Kimi vakit bu mekanlara bir vazife için gidiyoruz, kimi vakit ise oyunun büyük kısmını bizzat orada geçiriyoruz. Bu mekanlar bir ev, malikane, sokak ya da kent olabiliyor. 

Çocukluğumuzda oynadığımız online oyunların bile son derece geniş haritaları ve birbirinden mükemmel bölgeleri bulunmakta. Bir kısmı hala o denli aklımızdaki bugün girsek asla kaybolmayız ve o eski duyguları yine yaşarız. İşte bu yazıda büyüleyici güzelliği ya da içinde yaşadıklarımızı asla unutmadığımız birbirinden mükemmel 10 video oyun mekanına göz atıyoruz.

Büyüleyici bir su altı şehri: Rapture (Bioshock)

Video oyun tarihinde FPS türünde son derece ikonik bir seri olan Bioshock serisinin bilhassa ilk 2 oyununun geçmiş olduğu mekan olan Rapture şehri, o zamanda oyuncuların gözlerini kamaştırmayı başarmıştı.

Anne karakterimiz Jack ile bir tayyare kazası sonrası giriş yaptığımız büyüleyici su altı şehri Rapture, son derece etkisi altına alan bir atmosfere sahipti. Sonrasında büyük bir dahil cenk ve büyük felaketler yaşanmış olsa da verdiği ilk izlenim harikaydı.

şimal Atlantik Okyanusu’nun derinliklerinde yer edinen bu su altı şehri, bir iş adamı olan Andrew Ryan tarafınca İkinci Dünya Savaşı sonrası toplumsal, dini ve politik baskılardan özgürleşmek için bilhassa sanatçılar ve düşünürlerin hür bir ortamda yaşaması için kurulmuş bir kent.

kent birbirinden mükemmel gökdelenler, keyif mekanları, su ekosistemi ile münasip tesisler, alışveriş alanları benzer biçimde pek oldukça yapıya haiz. Oyunun açılış sekansında Rapture’a giriş yapıyorduk ve o sahne hakikaten son derece büyüleyiciydi.

Bir malikane ne kadar korkulu olabilir?: Spencer Malikanesi (Resident Evil)

Gerçek Resident Evil fanatikleri bu malikaneyi oldukça iyi hatırlayacaktır. O zamanda oyuncuları son derece geren bu malikane, aslına bakarsak oyunun oldukça büyük bir bölümünün geçmiş olduğu yer olarak biliniyor.

Gizli saklı odaları, camlardan atlayan zombi köpekleri, enteresan bulmacaları, korkulu tuzakları ve dar koridorlarıyla bir labirent benzer biçimde kaybolmaya son derece uygun ikonik bir mekan bulunduğunu sözcüklerle ifade etmek mümkün.

Spencer Malikanesi’nin hikayesi aslına bakarsak oldukça önceye dayanıyor sadece kısa bir özet geçmek gerekirse aslına bakarsak bu malikane birilerinin yaşaması için tasarlanmadı. Umbrella’nın, gizli saklı virüs faaliyetlerini yürüttüğü; Amerika’nin, biyolojik tabanca çalışmalarını yürüttüğü gizli saklı Arklay Laboratuvarı’nı içinde bulunduruyor.

1988 senesinde zenginleştirilen T-Virüs, sızıntı ile malikaneye yayılıyor ve tesiri altına almış olduğu insanları zombi seçimi yaratıklara dönüştürüyor. Vakalar kamuoyuna yayılınca, bölgeye S.T.A.R.S timi gönderiliyor. Aralarında Jill Valentine, Chris Redfield ve Albert Wesker benzer biçimde popüler karakterlerin de yer almış olduğu ekip, korkulu bir maceraya atılıyor.

Ekip, ormanda zombi köpeklerden kaçarak malikaneye sığınıyor ve öykü başlıyor. Giderek gizemli hale gelen ve birden çok ters köşenin yer almış olduğu bir konunun büyük kısmını Spencer Malikanesi’nde geçiriyoruz.

Dikkat, Van der Linde çetesi yaklaşıyor!: Braithwaite Malikanesi (Red Dead Redemption 2)

Rockstar Games’in en başarıya ulaşmış oyunları içinde gösterilen Red Dead Redemption 2’nin pek oldukça güzel mekanı bulunmakta. Oyunun grafikleri de mükemmel olunca ortaya enfes manzaralar ve mekanlar çıkıyor. En oldukça hatırlanan ve güzelliğiyle etkileyen mekanlardan birisi ise Braithwaite Malikanesi.

Malikane son derece köklü ve zamanında kölelerin pamuk üretiminde çalıştırıldıkları bir plantasyon olarak kullanıldı. Malikaneye giden fasıla yol son derece güzel bir dizayna haiz. Fasıla yolun sağ ve sol taraflarında sıralı ağaçlar yer ediniyor.

Son derece hoş bir girişe haiz malikanenin bahçesi ve dış mimarisi ise son derece göz kamaştırıcı. Bu malikaneyi hususi kılan şey, aslına bakarsak oyunun anne konusunda büyük bir yere haiz olması. Bununla beraber John Marston’ın oğlu Jack Marston’ın kaçırılması üstüne Van der Linde çetesi olarak bu malikaneye baskın yaptığımız bir vazife bulunmakta.

Malikaneye giriş sinematiğindeki atmosfer son derece coşku vericiydi. Oyunun kim bilir en meşhur görevlerinden birisi olan bu vazife, sosyal paylaşım platformunda da hala farklı kliplerle paylaşılıyor. 

Sessiz, sakin ve rahat: Riverwood Köyü (The Elder Scrolls V: Skyrim)

Umumi artist kitlesinin bilmediği yerlerden birisi olabilir sadece minimum bir defa Skyrim oynayanların anımsayacağı ve aslına bakarsanız oyunun başlarında uğradığımız sessiz, sakin ve rahat o köy hakikaten harikaydı.

Dağ yamaçları ve bir nehrin ortasında yer edinen İskandinav köyü Riverwood; tavernası, demircisi, dükkanları, sebze bahçeleri ve minik evleriyle son derece küçük ve sakin bir köy. 

Alduin tarafınca Helgen’e meydana getirilen hücum sonrası Ejderdoğan karakterimiz ile ilk gittiğimiz yerlerden birisi olan Riverwood, çayınızı alıp baş dinleyebileceğiniz, dağ ve ırmak manzaralarını seyredip yeşilliğin tadına varabileceğiniz en güzel Skyrim yerlerinden bir tanesi. 

1950’li yılların New York’undan esinlenen Empire Bay (Mafia 2)

Mafia serisinin ikinci oyunu Mafia 2’de Empire Bay devasa bir kent fakat bilhassa kış mevsimindeki karlı yolları ve 1950’li yılların New York’unu anımsatan yapısıyla serinin fanatiklerinin hafızalarından silinmemiş durumda. Yapımcılar Empire Bay’i tasarlarken New York ve Chicago’da uzun geziler düzenlemiş ve mimari yapıları ve kent düzeninden esinlenerek tasarlamışlar.

Mafia 2’yi oynarken 1950’lerin Amerikasının şarkıları, otomobilleri ve giyim tarzını görebiliyorsunuz. Oyunun ilk bölümlerinde kış mevsiminin karlı atmosferiyle, karlı yollarda 50’li senelere ilişkin otomobilleri sürerken yaşadığımız o his, Empire Bay’i hususi kılıyor.

Şarap Diyarı Toussaint (The Witcher 3: Wild Hunt)

CD Projekt RED tarafınca zenginleştirilen ve geniş bir haritayla birbirinden mükemmel mekanlara haiz The Witcher 3: Wild Hunt’ın çeşitli şehirleri hakikaten göz kamaştırmış ve akıllara kazınmıştı sadece bir tanesi var ki hakikaten muhteşemdi.

Oyunun Blood and Wine ilave paketi ile erişebildiğimiz Toussaint dükalığı, Nilfgaard İmparatorluğu altında özerkliğe haiz. Volkanik toprağı, güneşli ve yağmurlu havanın mükemmel dengesi ile beraber mükemmel şaraplarıyla herkesçe malum olan bir yer. 

Blood and Wine’ın geçmiş olduğu anne yer olan Toussaint, daha ilk saatlerinizde kullanılan son derece parlak renk paletinin de etkisiyle gölleri, dağları, yeşillikleri ve şarap bağları ile müthiş bir görünüm sağlıyor. Eminiz ki Witcher 3’ün Blood and Wine ilave paketini oynamış olanlar pek oldukça güzel lokasyonda durup akıllara kazınan müthiş manzaralara dalıp gitmiştir. 

Damsız girilebilir: Malibu Club (GTA Vice City)

Kim bilir bir çok oyuncunun çocukluğu ve gençliğinde mükemmel anılara ev sahipliği icra eden GTA Vice City’de yer edinen Malibu Club, bugün fotoğraflarını gördüğümüzde hala bizleri etkiliyor ve anılarımızı canlandırmayı başarıyor. Bu club, aslına bakarsak doğal ki de göz kamaştırıcılığıyla değil, oraya ilişkin anılarımız ile hafızamızdan silinmemiş durumda.

Hemen hemen her oyuncunun minimum 1 defa girmiş olduğu ve birilerine saldırmış olduğu Malibu, Scarface filmimizde yer edinen Babylon Club’dan esinlenerek hazır hale getirildi. İçeri girip birilerine saldırmaya çalışırsanız hanım barmen size pompalı tüfekle saldırmaya başlıyordu.

Güvenlikler de son derece kuvvetli silahlara sahipti. Oyunun ilerleyen kısımlarında anne karakterimiz Tommy Vercetti ile Malibu’yu satın alıp, üstünden gelmektedir elde etmeye başlayabiliyordunuz. Nasıl gidildiğini anlatmaya pek gerek yok zira yolunu büyük olasılıkla avucunuzun içi benzer biçimde biliyorsunuz ki.

Ulusal haritamız Dust 2 (Counter-Strike)

Valve tarafınca zenginleştirilen ve son derece köklü bir online oyun serisi olan Counter-Strike, ilk zamanlarından bu güne değin kadar pek oldukça orijinal haritayı oyuncuların beğenisine sundu.

Oyunun en en gerekli yapı taşlarından olan haritaları birbirinden değişik ülkelerde, birbirinden değişik mimari ve yapılarıyla örneksiz bir tecrübe yaşatıyor. Oyunun birden çok haritası bulunmakta ve üzerine yenileri eklenmeye devam ediyor sadece o şekilde bir harita var ki Türkler için biçilmiş bir kaftan.

Evet, doğal ki de Dust 2’den bahsediyoruz hatta orijinal adıyla de_dust 2. Senelerdir değişmeyen bir anane olarak bilhassa Türk oyuncuları tarafınca asla vazgeçilmeyen Dust 2, Orta Şark’da yer ediniyor ve globalde de son derece popüler olan bir harita durumunda.

Birden çok mühim turnuvada minimum bir defa oynanmış bu harita, bu güne değin kadar da farklı güncellemeler almış ve hatta Counter Strike Küresel Offensive’de geçirdiği belli bir sürenin peşinden yenilenmişti.

Counter-Strike 2 ile beraber bir kez daha farklı doku ve ziya güncellemesi alan harita, birden çok kez değişiklik geçirse de her insanın avucunun içi benzer biçimde bilmiş olduğu, evi benzer biçimde hissettiği bir harita. Güzel anıların yaşandığı, kaliteli maç ve turnuvaların atılmış olduğu bu harita, Counter Strike oyuncularının hafızalarına kazınmış durumda.

Carl Johnson’ın Mahallesi: Grove Street (GTA: San Andreas)

Rockstar Games’in pek oldukça oyunu çoğumuzun çocukluğunu ve gençlik dönemlerini süslemiştir. Grand Theft Auto serisi son derece köklü bir seri sadece bilhassa Türk oyuncuların en oldukça sevilmiş olduğu oyunlarından birisi şüphesiz San Andreas’tı. Anne karakteri Carl Johnson, bugün bir çok oyuncunun en favori oyun karakterlerinden birisi. 

Türk oyuncuları olarak çoğumuz oyunun son derece büyük haritasını kendi mahallemiz benzer biçimde bilmekteyiz. Fakat oyunda o şekilde bir yer var ki bütün anılarımızı yine canlandırıyor. Oyunun geçmiş olduğu anne şehirlerden birisi olan Los Santos’un Ganton bölgesinde yer edinen Grove Street mahallesi, oyunda ilk gittiğimiz yerdi. CJ ve abisi Sweet’in evinin, arkadaşlarımızdan rapçi OG Loc ve Ryder karakterinin evi bu mahallede yer alıyordu.

Daire şeklindeki bu yer son derece minik fakat anılarımızdaki yeri oldukça büyük. Big Smoke ve Sweet ile basket oynadığımız, OG Loc’un partisine gittiğimiz, kayıt alabilmek için içine girdiğimiz, Sweet ve Ryder’dan aldığımız her vazife sonrası arabamızla çıktığımız o mahalle işte Grove Street’ti. 

Müziği unutulmayan o efsaneleşmiş yer: 1. Köy (Metin 2)

İşte geldik bir çok oyuncunun kırılgan noktasına. Metin 2 kim bilir bir çok Türk oyuncusunun yüzlerce hatta binlerce anısının bulunmuş olduğu, yeni dostlar edinmiş olduğu, dostlarından kazık yediği, her bir haritası ve bölgesinde değişik güzel ya da fena anılar yaşamış olduğu bir oyundu.

Metin 2’de pek oldukça değişik bölge bulunmaktaydı. Günümüz şartlarında oyunda eskisine gore oldukça daha çok lokasyon bulunmakta sadece senelerden beri değişmeyen güzelliği ve yaşattığı anılarla, bilhassa ‘’Enter The East’’ adlı tema müziğiyle mükemmeldi.

Metin 2’nin 1. Köy olarak herkesçe malum olan mekanı, seçtiğiniz bayrağa gore değişik oluyordu. Bir çok NPC’nin ve yapının bölgeleri değişiyordu. 1. Köy’ün en mühim vasfı, oyuncuların anne buluşma noktalarından birisiydi. Benzer bayrağa haiz oyuncuların anne köyü olduğundan dolayı pazarların hemen hemen bütünü burada kuruluyordu.

Depocu arkası toplanmalar genel anlamda hep 1. Köy’de oluyordu. Oyunun ilk görevleri de buradan alınıyordu. Tercihiniz CH1 ortaya çıktığında o denli artist ve pazar oluyordu ki yürümeye bile yer bulamıyorduk. Metin 2’nin 1. Köy’ünü unutmadık ve uzun bir süre unutmayacağız benzer biçimde duruyor.

Hafızalarımızdan asla silinmeyen, unutulmaz ve birbirinden mükemmel oyun mekanlarını derlediğimiz yazımızın sonuna geldik. Normal olarak, kaçırdığımız ve bahsetmediğimiz daha birden çok oyun olduğu bilinmektedir. Siz de yorumlar kısmında kendi aklınıza gelen efsaneleşmiş şehirleri, köyleri, kasabaları ve haritaları yazabilirsiniz.