Gece öksürüğü, ağız kuruluğu olanlar dikkat! Uyku apneniz olabilir: 40 yaş sonrası önemli
Uyku, organizmanın çevreyle iletişiminin, farklı uyaranlarla art döndürülebilir halde, geçici, kısmi ve periyodik olarak kesilmesidir. Bu güne değin kadar 80’in üstünde değişik tipte uyku bozukluğu tanımlanmıştır. Biz bunlardan uykulu iken solunum bozukluklarından bahsedeceğiz.
ülkemiz Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. İmran Özdemir uyku apnesi hastalığı hakkında data verdi. Uyku apnesinin emareleri nedir?, uyku apnesi için yüksek tehlike meydana getiren durumlar nedir?, uyku apnesi tanısı nasıl konulur? uyku apnesinin tedavi şekilleri nedir? şeklinde sorularının yanıtını haberimizde yer ediniyor.
Obstrüktif uyku apne sendromu veya halk içinde herkesçe malum olan adı ile uyku apne sendromu, uyku esnasında yineleyen üst solunum yolu tıkanmaları ve buna birlikte rol alan kan oksijen değerinde azalma ile karakterize bir sendromdur.
Halk içinde uykulu iken solunumun durması olarak bilinmektedir. çoğunlukla orta ihtiyar ve şişman adamların hastalığıdır. Her yaşta görülebilirse de, en sık 40-65 yaşları içinde karşımıza çıkar ve 65 yaşından sonrasında görülme oranı benzer kalır. Erkeklerde 2-3 kat çok görülebilmektedir, hanımlarda ise menopozdan sonrasında artar. Uyku apne sendromu görülme sıklığının erkeklerde yüzde 4, hanımlarda yüzde 2 olduğu bildirilmiştir. Uykulu iken soluk durmasına bağlı oksijen seviyesinin düşmesi pek fazlaca hastalığın oluşumunu kolay hale getirir, mevcud hastalıkların denetim altına alınmasını ve tedavisini güçleştirir. Uyku vücudun dinlendirilmiş olduğu, yenilendiği, onarım olduğu bir dönem iken hasar görmüş olduğu bir döneme dönüşür. Bundan dolayı uyku apnesinin teşhisi ve tedavisi fazlaca mühim ve şarttır.
UYKU APNESİNİN BELİRTİLERİ:
- Horlama (yüzde 70-95 görülebilmektedir)
- Uykulu iken boğulma hissi
- Tanıklı apne (kişinin nefesinin durduğunu birisinin görmesi)
- Gündüz gereğinden fazla uyku hali
- Uyanınca kafa ağrısı
- Sabah bitkin, dinlenememiş kalkma
- Yetersiz ve bölünmüş uyku
- Gece terlemesi
- Gece sık idrar çıkma
- Ağız kuruluğu
- Gece öksürüğü
- Cinsel isteksizlik-iktidarsızlık
- Karar verme kabiliyetinte azalma
- Bellek azalması
UYKU APNESİ TANISI NASIL KONULUR?
Uyku apne sendromunun tanı koydurucu bir bulgusu yoktur. kati tanı için kesinlikle ‘polisomnografi’ dediğimiz uyku testi hazırlanması şarttır.
Uyku testi için hasta bir gece uyku laboratuvarında yatırılır, gündüz hazırlanması münasip değildir. Gece süresince beyin aktivitesi; karın, göğüs kafesi, göz, çene ve bacak hareketleri; kalp organı ritmi, horlaması, yatış pozisyonu, soluk durması, kan oksijen düzeyi şeklinde pek fazlaca parametreyi kaydetmek için hastaya farklı elektrotlar bağlanır ve video kaydı alınır. Bütün veriler bilgisayara aktarılarak kaydedilir. Hastanın canını acıtan bir işlem değildir.
Uyku apne sendromu tanısı koyabilmek için hastanın doktoru bütün gece süresince alınan kayıtları irdeler. Uykulu iken soluk durması ya da azalmasının saatte kaç defa bulunduğunu, kaç saniye sürdüğünü, uykunun hangi evresinde hangi pozisyonda gerçekleştiğini, horlama ve oksijen düşmesi olup olmadığını belirler. On saniyenin üstündeki soluk durmaları apne olarak değerlendirilir, kimi zaman 1-2 dakika devam eden apneler olabilir. Saatte kaç kez soluk durması ve azalması olduğuna bakılırsa uyku apne sendromu sınıflaması yapılır. Hastanın tedavi edilmesi ihtiyaç duyulan boyutta uyku apnesi olduğu çıkarsa hastaya tedavi için verilecek ‘cpap’ adı verilen cihazın ayarlarını oluşturmak doğrusu tedaviyi planlamak için 2. gece testi uygulanır.
UYKU APNESİ İÇİN YÜKSEK RİSK OLUŞTURAN DURUMLAR
- Obezite-aşırı kilolu olmak
- Horlama
- Kalp organı yetmezliği
- Ritm bozukluğu (atrial fibrilasyon)
- Tedaviye dirençli hipertansiyon
- Tip 2 diabet
- İnme (nüzul)
- Obezite-aşırı kilolu olmak cerrahisi olacak olan hastalar
- Pulmoner hipertansiyon
- Gece ritim bozukluğu olması
- Sigara (sigara içme uyku apnesi istenmeyen ihtimalini 3 kat artırır)
- Alkol ve sakinleştirici ilaç kullanımı
- Boyun çevresinin hanımlarda 38cm, erkeklerde 43cm’in üstünde olması
UYKU APNESİNİN TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
GENEL ÖNLEMLER
-Uyku apne hastaları gündüz uyuklayarak trafik, iş ve ev kazalarına niçin olabilirler. Bu yönden uyarılmaları, gündüz gereğinden fazla uyuklaması olanların tedavi başlayana kadar otomobil kullanmamaları ve gereğinden fazla dikkat isteyen, tehlikeli işlerde çalışmamaları önerilir.
-Uyku apneli hastaların bir çok obezdir. Düşük kalorili rejim, obezite-aşırı kilolu olmak cerrahisi ve ilaç tedavisi zayıflamak için kullanılan yöntemlerdir.
-Alkol ve sigara kullanmamaları gerekmektedir. Alkol apnelerin sayı ve süresini arttırır, oksijen düşüklüğünü derinleştirir. Yatmadan minimum dört saat evvel alkol alımı kesilmelidir.
-Sakinleştirici ve uyku ilacı kullanımının kısıtlanması gerekmektedir.
-Uyku apneli hastaların %50-60’ında, vücut pozisyonu apnelerin sıklığını önemli ölçüde etkiler. Sırt üstü pozisyonda apnelerin sayısı ve sıklığı artar. Taraf pozisyonda ve başın 30°-60° kaldırılmasında azalır. Yatarken sırta tutturulan tenis topu benzeri materyaller sırt üstü yatmayı engelleyerek apneleri önleyebilir.
CERRAHİ TEDAVİ
Uyku esnasında solunum bozukluğuna neden olan çeşitli fizyolojik problemler cerrahi ile halledilebilir. Bu problemler; büyük bademcikler, veya geniz eti (daha fazlaca çocuklarda), burun içi polipler, eğri burun (septum deviasyonu), bozuk çene yapısı veya yumuşak damak problemleri olabilir. Burundaki tıkanıklığı yok etmek amacıyla meydana getirilen burun operasyonları uyku apne sendromu ve horlamanın tedavisinde tek başına etkili değildirler.
CPAP TEDAVİSİ
-CPAP (devamlı pozitif havayolu basıncı) tedavisi, uyku apne sendromunun herkesçe malum olan en iyi ve kati netice veren tedavi yöntemidir.
-Ağır, orta ve birlikte rol alan hastalığı ya da belirgin yakınmaları olan hafifçe uyku apne hastalarına kesinlikle CPAP tedavisi verilmelidir.
-CPAP aleti, burun ya da ağız ve burnu beraber içine alan maskeler yardımıyla devamlı basınçlı hava vererek uyku esnasında üst solunum yollarının kapanmasını önler. Her hastaya ihtiyaç duyulan tazyik değişik olduğundan aygıt verilecek hastalar ikinci kez uyku laboratuvarına yatırılarak CPAP basıncı belirlenmelidir. Buna CPAP titrasyonu adı verilir.
-Hastanın cihazını evde her gece ve bütün uyku süresince kullanımı istenir. CPAP kullanımı uykudaki soluk durmalarını ortadan kaldırdığı şeklinde uyku evrelerini de normale döndürür. CPAP tedavisi yalnızca soluk durmalarını değil, bununla beraber horlama ve oksijen düşmelerini de düzeltir. Netice itibariyle, hasta CPAP ile kesintisi olmayan bir uyku uyuduğu için başta gündüz uykululuğu ve bitkin uyanma oluş suretiyle kalitesiz uykuya bağlı bütün yakınmaları ortadan kalkar. Amma ve lakin cihazını kullanmaz ya da düzensiz kullanırsa yakınmaları art döner.