Portekiz Sineması : Her Karesi Sanat Kokan Filmler

Portekiz Sineması : Her Karesi Sanat Kokan Filmler

Portekiz Sineması

Açık ifade etmeye çalışmak gerekirse Portekiz sineması vatanımızda pek herkesçe malum olan ve izlenen bir beyaz perde değil. Ufak bir kesimin takip etmiş olduğu ve her fırsatta Türk seyircisiyle buluşturmaya çalmış olduğu minik festivaller de olmasa adından asla kelam edilmeyecek. Amma ve lakin oldukca hususi bir sinemadır Portekiz sineması. İçinde sanatı, kültürü, varlığı ve yokluğu barındırır. Her karesi resim ve fotoğraf şeklinde olan filmleriyle bizi bu gezegenden alıp başka dünyalarda gezintiye çıkarmaktadır. O yüzden birazcık bu sinemayı keşfedelim istedim. Sıcacık bir coğrafyadan çıkan sıcacık filmlerle geçmişi ve sanatı sorgulayalım.

1899 senesinde ilk filmler Octavio Bobone ve Manuel H. da Costa tarafınca çekilmeye başlanıyor. 1917’de ise Leitao da Barros, Portekiz’de sessiz beyaz perdenin temsilcisi ilk direktör olabilmektedir. Hemen sonra devreye direktör George Pallu girerek “O Destino” ve “Rose de Adro” şeklinde bir takım temalı film çekerek bayrağı devralıyor.

REKLAM ALANI

Oporto kentinde süregelen Portekiz sineması macerası daha sonrasında merkezine Lizbon’u alıyor. İlk yıllarda Portekiz’de çekilen filmler bir bütün olarak tiyatroya dayanıyor ve açıkçası beklenen başarıyı yakalayamıyor. Portekiz sinemasının ilk gerçek yönetmeni sayılan Rino Lupu sahneye çıktığında ise işler tersine dönüyor ve Portekiz sineması bundan böyle süratli bir ilerleyişe geçiyor. “Fatıma Milagrosa” filmi ile Lupu, birden çok direktör ve ressamı etkiliyor.

Lupu’dan etkilenen ressam Leitao de do Barros kendine beyaz perde sektöründe yer bulabilmek için birkaç film çekiyor lakin bundan doygunluk olmayan Barros, mesleki bilgisini arttırmak niyetiyle Almanya ve Fransa’ya gidiyor. Döndüğünde ise engin bilgileriyle Portekiz sinemasında dikkat çeken filmlere imzasını uzaklaştırıyor. Hemen sonra Portekiz sinemasının en büyük bütçeli filmlerini çekerek vatan haricinde da filmleriyle adından kelam ettirmeye başlıyor.

1920 ila 1940 seneler

1920 ila 1940 yılları aralığında Portekiz’de senede averaj on film çekilirken, 1943 ila 1945 yılları aralığında bu sayı senede averaj yediye düşüyor. Bu zamanda yeni yönetmenler sahneye çıkıyor ve Portekiz sinemasını değişik bir noktaya taşıyor. Joao da Sa, Arthur Duarte, Antonio Leitai ve Manuel Oliveira şeklinde yönetmenler kendilerini kanıtlayarak, kendilerine Portekiz sinemasında sağlam bir yer ediniyor.

1973’te nihayet “Portekiz Film Enstitüsü” kuruluyor ve beyaz perde bundan böyle devlet desteği alarak bu güne değin kadar gelen filmlerin bütçelerine büyük katkılar yapıyor. 1973 ve 1991 yılları aralığında beyaz perde biletlerinden gelen %16’lık vergi ve 1991’den itibaren de tv reklamlarından kesilen %4’lük vergi direkt olarak Enstitü’ye devrediliyor ve böylece beyaz perdeye destek kuvveti katlanarak artıyor.

bundan böyle 1970’li yıllardan itibaren Portekiz sineması bu fondan yararlanarak dünyaya adını duyurabileceği filmler çekiyor. muhakkak ki her ne ölçüde bir devlet desteği olsa da bu tam manasıyla Portekiz filmlerini ileri taşıyan bir vaziyet olmuyor. Brezilya sinemasından büyük destek sunar gören Portekiz sineması kim bilir hala bu sayede ayakta kalıyor. Her ne olursa olsun, imkanlar ne olursa olsun her daim kendini devam ettirmeyi ve gerçekleştirmeyi düşleyen bir beyaz perde Portekiz sineması. Ustalara saygı kuşağında bu kere güç şartlar altında yaşatılmaya çalışılan bir ülkenin sineması var.

Soldado Milhoes (2018)
Portekiz Sineması - Soldado Milhoes (2018)

Portekiz Sineması – Soldado Milhoes (2018)

Direktör koltuğunu Gonçalo Galvao Teles ve Jorge Paixao da Costa’nın paylaşmış olduğu film, 1. Dünya Savaşı’nın en meşhur Portekizli askeri olan Anibal Milhais’i konu alıyor. bundan farklı olarak Milhais hala ülkesindeki en yüksek ulusal onura haiz askerdir. La Lys savaşı esnasında Alman saldırısıyla savaşım eden ve arkadaşlarının itimatını kazanan bu askerin biyografisi olan film, yakın zamanda birden çok festivalde dikkatleri üstüne çekmeyi başarmıştır.

Maria do Mar (1930)
Portekiz Sineması - Maria do Mar (1930)

Portekiz Sineması – Maria do Mar (1930)

Portekiz’de sessiz devrin en mühim filmi olan Maria do Mar, bir balıkçı köyünde düşman olan iki ailenin evlatlarının arasındaki aşkı konu alıyor. Yetkin ve uzman ve amatör oyuncuların karışık yer almış olduğu bu film ile direktör L. de Barros, Portekiz sinemasında yeni bir devir başlatmıştır.

Filmimizde, insanoğlunun denizle olan mücadelesine ise zaman zaman vurgu yapılıyor. Okyanusun tehdit edici umumi planlarının yanına erotizmi de ekleyen direktör, Portekiz’in izlerken buhranın içindeymişsin hissi veren filmlerinden uzaklaşıyor. Maria do Mar, Portekiz halkının gerçek yüzlerine ve bedenlerine odaklanmış, naturel ışıktan beliren, folklorik bir Portekiz filmi.

Tempos Dificeis (1988)
Portekiz Sineması - Tempos Dificeis (1988)

Portekiz Sineması – Tempos Dificeis (1988)

Joao Botelho’nun üçüncü uzun metraj filmidir Tempos Dificeis. Charles Dickens’ın benzer isminde romanından uyarlanan film, zenginlik ve yoksulluğu, kültür ve cehaleti, sapkınlık ve masumiyeti bir arada sağlıyor.

Je Rentre a la maison (2001)

Portekiz -Sineması - Je Rentre a la maison (2001)

Portekiz -Sineması – Je Rentre a la maison (2001)

Portekiz sinemasının en meşhur yönetmeni Manoel de Oliveria’nın imzasını taşıyan filmin artist ekibi da bir o denli sağlam: John Malkovich, Michel Piccoli ve Catherine Deneuve’nun başrollerini paylaşmış olduğu film, birden çok festivalde yarıştı ve ödüle layık bulunmuş oldu.

A Comedia de Deus (1995)
A Comedia de Deus (1995)

A Comedia de Deus (1995)

Joao Cesar Monteiro’nın yönetmenlik koltuğunda oturmuş olduğu bu film, Venedik Film Festivali’nde almış olduğu ödüllerle adını duyurmuştu. mukaddes olan her şeye karşı saygısızlığıyla adını duyuran film, güldürü mevzusunda dikkat edilmesi gereken anlamda büyük bir sıçrayış yapmıştı. Bir tek yönetmenlik yapmakla kalmayıp hem de senaryo yazan, yapımcılık ve hatta ressamlık meydana getiren direktör, festival filmi izleyicilerinin de daima en gözde yönetmenlerinden birisi olmayı başarmıştır.

Um Adeus Portugues (1986)
Um Adeus Portugues (1986)

Um Adeus Portugues (1986)

Berlin Film Festivali’nde “Yeni Beyaz perde Fonu” ödülü kazanmış bir film var karşımızda. Film, tarihsel göndermeler uygulayarak, ülkenin bir dönemine ziya tutuyor. Ülkenin şimal’inde çiftçilik meydana getiren ihtiyar çiftin, Lizbon’a oğullarını ziyarete gitmesiyle tüm aile bir araya gelmektedir. Geçmişleriyle yüzleşmek ve anılar üstüne ifade etmeye çalışmak ise güçleri yoktur. Joao Botelho’nun bu hüzün dolu filmi, çarpıcılığıyla dikkatleri çekmeyi başarmıştır.

Vanitas (2004)
Vanitas (2004)

Vanitas (2004)

Ufak bir ekiple çekilen, minimalist bir film olan Vanitas’ın yönetmenliğini ise tekrar adını dünyaya duyurmuş Paulo Rocha üstüne alıyor. Portekiz’in “Yeni Dalga”sının ilk filmi olarak kabul edilen film, meşhur direktör Manoel de Oliveira’ya bakılırsa ise dünya sinemasında bir kafa eser olarak gösteriliyor.

Cavalo Dinheiro (2014)
Cavalo Dinheiro (2014)

Cavalo Dinheiro (2014)

Pedro Costa’nın yönetmenlik koltuğunda oturmuş olduğu film, eksenine göçmen sorununu alıyor. Lizbon’a göçmen olarak gelen bir işçinin yaşamını özetleyen film, verilen mücadeleleri sıkıntılı yollarla seyirciyle paylaşıyor. Filmin zamana yaklaşımı ve görsel zengiliği ise seyirciyi monitöre kilitlemeye yetiyor.

Aquele Querido Mes de Agosto (2008)
Aquele Querido Mes de Agosto (2008)

Aquele Querido Mes de Agosto (2008)

Miguel Gomes’in yönetmenliğini yapmış olduğu film, Portekiz’in kalbinde, dağların içinde yaşanmış olan bir Ağustos ayını mevzu, bahis alır. İnsanlarla hareketlenen bir ortam, şarkılar, alkol ve şenlik dolu geçen vakitler. Tamamı olurken film, bir baba ve kızın acıklı öyküsünü anlatır. Aşk ve müziğin dahil içe geçmiş olduğu bu filme müthiş Portekiz manzaraları birlikte rol alıyor.

Aniki Bobo (1942)
Aniki Bobo (1942)

Aniki Bobo (1942)

Listemizin kapanış filmi ise Portekiz sinemasına damgasını vurmuş bir filmle olacak. Manoel de Oliveira’nın ilk uzun metrajı olan film, 1942’de bütün gezegende harp devam ederken Porto sokaklarındaki bir grup çocuğa çevirir kamerasını. Evlatların birbirleriyle olan kavgaları, ilk aşkları ve arkadaşlıkları mütevazi bir üslupla anlatılır. Filmin görselliği ise adeta bir resim albümüne bakıyormuşçasına insanı alıp ırak diyarlara götürür.

Kaynak: Hegemoniksanrılar.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ

izmit escort bayan guvencehd.org Onwin deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler vbettr Piabet Betorder Kalebet giriş milosbet giriş meritking kingroyal kingroyal giriş Bizbet Betonred goibay.com marsbahis betmatik tombala siteleri Nakitbahis Megabahis Mislibet Betovis Tipobet 1win Milosbet Betwinner Kalebet Betist Mercurecasino Roketbet Romabet Golegol Zbahis Casinoplus Norabahis Piabellacasino Meritking şişi escort kızılay escort Melbet “Tarafbet Kingroyal Casinoplus Betriyal Oslobet Vbet Meritking Madridbet Ligobet Aresbet Siyahbet Orisbet Vaycasino Bahisbey Pekinbet Vbet nisanbet Sahabet Betpublic Fixbet Starzbet Betturkey Betandyou Matadorbet Supertotobet Betandyou Fixbet Starzbet betbox Maltbahis Jupiterbahis deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 7slots Coinbar Ligobet melbet 1win 1win 1win melbet sahabet" Xslot emuarticles.com ikimisli levabet levabet Bet10bet betmoon Betmoon Hilbet Kalebet Nakitbahis Casinoslot en iyi bahis siteleri güvenilir bahis siteleri bonus veren bahis siteleri bahis siteleri linkleri en güvenilir bahis siteleri güvenilir bahis siteleri casino siteleri bahis siteleri bahis siteleri güvenilir bahis siteleri deneme bonusu veren siteler betwinner.com.tr betwinnergiris.com.tr betwinner-giris betwinner.tc