Kadınların Başrolde Olduğu 10 Bağımsız Film

Evrende tutmakta zorlandığımız ve kim bilir tutunamadığımız tek şey zamandır. Saatler, günler, seneler. Teknolojik gelişmeler, sanat içerikli emekler vb. bir sürü şey kendini genel anlamda dönemin akışına bırakarak, pozitif bir halde yenileyerek ileriye doğru aktarır. Kendini geliştirerek ileri doğru aktaramayan tek şey kim bilir saplantılı karaktere haiz, insan zihnidir. Bunun sebebi kim bilir ataerkil bir toplumun varoluşsal sancısıdır.
Kesinliği tam bilinmemekle birlikte eski dönem kitaplarında bahsedilen ve ülkemizdeki ilk hanım cinayeti 1702 senesinde gerçekleşmiştir. Aradan geçen 317 sene sonrasında doğrusu 2019 senesinde açıklanan verilere nazaran öldürülen hanım sayısı ise 474’dür. Rakamlar sayılara dönüşmüş, seneler geçmiş, süre ilerlemiş fakat insan zihni tam olarak gelişememiş hatta geride bile kalmıştır.
Vatanımızda, gezegende hanıma sertlik en büyük problemlerden biridir ve artarak devam etmektedir. Ne yazık ki bu yazıyı yazmama karşın ben dâhil bir çok şahıs bu vaziyet için bir ihtimal elindeki koşullardan dolayı isteyerek veya istemeyerek bir şey yapamamaktadır. Kim bilir yapsa bile kadir kıymet görmeyip, çayın içinde eriyen glikoz misali, yapacaklarının ya da kendisinin yok olup kaybolma korkusundan harekete geçememektedir ve bu duruma ne yazık ki izleyici kalmaktadır. İşin fena yanı da bundan böyle bu şekilde yaşamaya alışmış olmamızdır.
Hanımefendiler da erkekler benzer biçimde rastgele belli bir statüleri olmaksızın yaşamın her sahasında başarıya ulaşmış bir halde yer almıştır. veya oldu o süre demeyip, savaşım ederek kuvvetli hayalleriyle ve idealleriyle yaşamın her sahasında yer almaya çalışmaktadırlar. Bu alanlardan birisi de sinemadır. Tarihte herkesçe malum olan ilk Türk beyaz perde ve tiyatro oyuncusu Cahide Sonku’yu da anarak, bugünkü makalemizde bayanlara izleyici kalınacak en güzel yerlerden kabul edilen; bayanların başrolde olduğu herdembilgiler eserlerini inceleyeceğiz, keyifli okumalar diliyoruz.
Lady Bird

Lady Bird, yönetmenliğini ve senaristliğini Greta Gerwig’in yapmış olduğu 2017 yılında yapılmış Amerikan komedi-dram gençlik konulu bir filmdir. Lise nihayet sınıfta okuyan Christine takma adıyla “Uğur Böceği” kendi idealleri doğrultusunda yaşamaya işçi, anası benzer biçimde oluş istemeyen genç bir kızdır. Yaşamış olduğu bunalımdan, stresten uzaklaşmak İsteyen Christine, Üniversiteyi bulunmuş olduğu şehrin haricinde okumak ister ve işte sırf bunun için New York’a gitmeye çalışır. Ergenlikten yetişkinliğe geçiş sürecini çarpıcı bir halde özetleyen bu filmin 90. Oscar Ödüllerinde beş adet de adaylığı bulunmakta.
Portrait of A Lady on Fire

Adeta zincirleme ad tamlamasıyla gelen bu bağımsız film, Céline Sciamma tarafınca beyazperdeye aktarılmıştır. Fransa’da geçen bu hikâye de direktör Sciamma, devrin koşulları gereği fotoğraf sanatı kanalıyla karşı cinsin beğenisine sunulup, evlendirilmek istenen genç asil bir bayan ile onun portresini çizik atmak, bir şeyler karalamak için görevlendirilen ressam arasındaki aşk hikâyesini konu alıyor. Tablo durumunda oluşturulan sahnelerle farklı bir ambiyansa haiz olan bu film, 2019 Cannes film festivalinde en iyi senaryo ödülünü almıştır.
Alınyazısı Postası

Elif Akarsu Polat, Çiğdem Bozali’nin hem yönetmenliğini aynı zamanda senaristliğini yapmış olduğu Alınyazısı Postası, ufak bir kasabada yaşayan Zeynep’in Çocukluğundan başlayıp yetişkinliğine kadar olan yaşam hikâyesini anlatmaktadır. Zeynep’in çocukluğundaki en yakın arkadaşı Yusuf, buluğluk döneminde Zeynep’in ilk aşkına dönüşür fakat bir süre sonrasında ikisinin de yolları ayrılır. Bu ayrılık Zeynep’i yalnız bir hanıma dönüştürür. Bundan böyle Zeynep’in kaybetmiş olduğu sevgiyi bulma arayışına şahit oluruz. 15. Internasyonal Hanım Filmleri Festivali‘nde en iyi yabancı film ödülünü alan bu kıymetli yapımı kaçırmayın deriz.
Booksmart

Keşke her insan, bahtiyar da olsa üzücü de olsa yaşamış olduğu her anın, dönemin keyfini çıkarabilse ve nihayet anıymışçasına o anın içinde özgürce devinim edebilse. İki yakın kız dost liseden mezun olmaya azca bir süre kala daha azca çalışıp, daha çok eğlenmeleri icap ettiğini düşünürler. Işte sırf bunun için hala zamanları olduğu ayrım eden kızlar, yaşıtlarının peşinde kalmamak için dört senelik eğlenceyi tek bir günde yaşamaya çalışırlar. Güzel Artist Olivia Wilde’nin yönetmenliğinde çekilen bu bağımsız film, nihayet zamanların hanım merkezli ıslak stresini barındıran hikâyesine haiz en iyi filmlerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor.
Swallow

Swallow, aslına bakarsak politik bir mesaja haiz olan; kadının vücudunda kelam sahibi olmaya işçi, yargı sürmeye işçi, devlet, aile ve eşlerini de hedef alıyor. Carlo Mirabella- Davis’in yönetmenliğini yapmış olduğu, bayanların; hamilelik, doğum sonrası yaşamış olduğu bunalımı özetleyen Swallow, bu temanın klişelerinden daha değişik bir halde işlenen vaka yapısıyla, pika sendromuyla beslediği hikâye anlatısıyla, kadının özüne inmeyi başaran korku-gerilim yapımlarından birisi olarak listemizdeki yerini alıyor.
Room

İzleyenlerin adeta klostrofobi yaşamasına neden olan, hakkaten izleyenlerin ruhunu sıkabilecek ağlatısal bir hikâyeye haiz 2015 yılında yapılmış Room; Bir Kadının, annenin mücadelesinin enerjisini, Lenny Abrahamson yönetmenliğinde seyirciye aktarıyor. Bir ruh hastası sapık tarafınca bir odaya kapatılan, anne ve çocuğunun hikâyesini, hayat mücadelesini özetleyen bu bağımsız film, izleyenlerde hakkaten üzücü önemli ölçüde etkiler bırakıyor. Gerçek bir hikâyeden esinlenilerek yazılan kitabın uyarlaması olan Room, Brie Larson’nun muhteşem, harikulade oyunculuğuyla devrin en kuvvetli filmlerinden birisi olarak gösteriliyor.
Wild

Wild; Jean-Marc Vallée’in yönetmenliğini yapmış olduğu, gerçek bir hikâyeden uyarlaması meydana getirilen 2014 yılında yapılmış bir bağımsız film. Hikâyenin başkahramanı Cherly Strayed’in travmatik geçen çocukluklarından sonrasında kendi keşfetmek için tek başına çıkmış olduğu tabiat yürüyüşündeki ve geçmişindeki hikâyesine odaklanıyoruz. Hem Flashback sahnelerle aynı zamanda Cherly’nin yapmış olduğu amansız sıkıntılı yürüyüşle izleyenler de Cherly ile beraber yürüyerek onun yaşadıklarına izleyerek, Cherly’nin kendini kendine ispatlamasına ve bulmasına şahit olabilmektedir.
Woman at War

Yönetmenliğini Benedikt Erlingsson’un üstlendiği Woman at War; turk yerli alimünyum sanayisine ve sanayicilere karşı doğayı korumak için çaba sarfeden çevre aktivisti Halla’nın, evlat edinme başvurusu kabul edildikten sonrasında değişen yaşamını mevzu, bahis ediniyor. Tabiat ve teknoloji arasındaki tezatlığı, savaşı gözler önüne seren, hikâye yapısıyla politik heyecan yaratan, prömiyerini Cannes film festivali’nde meydana getiren Woman at War, İzlanda’nın nihayet dönemdeki iyi filmleri içinde yerini alıyor.
Colette

İngiliz direktör Wash Westmoreland’ın yönettiği 2018 biyografik hüzünlü filmi olan Colette, Nobel ödülüne aday gösterilen meşhur Fransız yazar Sidonie-Gabrielle Colette’in gerçek hikâyesini mevzu, bahis alıyor. Birazcık yavaş bir ritmde ilerleyen bu filmimizde; Colette, yaşamış olduğu dönem itibariyle yeteneklerinin bir süre farkına varamıyor, vardığında ise ortaya sıradışı, kedi dostu bir kadının çok önemli yaşam hikâyesi ortaya çıkıyor. Keira Knightley’in mükemmel performans sergilediği bu filmi seyretme listenize almanızı öneririz.
In the Fade

Fatih Akın’ın yönetmenliğini yapmış olduğu In the Fade, eşi Nuri ve 6 yaşındaki oğlunu bir patlamada kaybeden Katja’nın, her şeyi arkasında bırakıp adaletin yerini bulması için tek başına gösterdiği mücadeleyi konu alıyor. İzleyenlerin adeta duygularına ulaşan, mahkeme sahneleriyle izleyenleri geren bu film, hikâye bazında da yarı gerçekçi oluşuyla seyircide derin bir tesir bırakıyor. Diane Kruger’in muhteşem bir performans göstererek Cannes’da En İyi Hanım Artist ödülünü kazanılmış olduğu bu filmi izlemenizi öneririz.