İzlemeniz Gereken En İyi 8 Basketbol Animesi

Herdembilgiler olarak dünyada en çok izlenen Basketbol animelerini sizin için hazırladık. En iyi animeler kategorisinde yer alan bu 8 basketbol animesi sizlerle…
İzlemeniz Gereken En İyi 8 Basketbol Animesi
Büyük bahisler. Drama. Kazanması beklenmeyen takımların baştan çıkarıcı hikayeleri. Eğer biraz düşünürseniz, rekabetçi sporlar iyi hikaye anlatımının tüm önemli unsurlarına sahiptir. Muhtemelen bu, anime ortamının bile, her şeye karşı mücadele etmek isteyen sporcuların ilham verici hikayelerini sunmaktan kendini alamamasının nedenidir. Fakat bir şekilde, basketbol sporu çoğumuz için özel bir yer tutmaktadır.
Muhtemelen çocukken favori basketbol oyuncunuz gibi davranıp basketbol oynamayı ve süre bitmeden önce oyunu kazandıran sayıyı atmayı hayal ettiğinizi hatırlıyorsunuzdur. Bu tam olarak bazı anime şovlarının aşılayabileceği türden bir sihir ve heyecan. İşte kesinlikle izleme listenizde olması gereken en iyi basketbol animelerinin bir listesi karşınızda.
8. I’ll/CKBC (2002-03)
I’ll/CKBC, iki istisnai basketbol oyuncusu olan liseli Tachibana ve Hiiragi’nin hayatına odaklanan 2 bölümden oluşan kısa bir OVA. Bu iki oyuncu başlangıçta rakiptir ama aynı okulda okumaya başlayıp takım arkadaşı olmaları ile birlikte her şey değişir. Rekabetleri peşlerini uzun bir süre bırakmaz ama sonunda büyük oyunu kazanmak için tüm farklılıklarını geride bırakmaları gerektiklerini anlarlar.
Bu listedeki diğer çoğu anime şovlarının aksine, ‘I’ll/CKBC’ basketbol sporunu sadece bir anlatım aracı olarak kullanıyor ve oyunun kendisine fazlaca odaklanmak yerine, bu oyunu oynayan karakterlere ışık tutuyor. Tüm ana karakterlerin kişisel yaşamlarına dair flashbackler ve derin kavrayışlar ile, diğer spor animelerine kıyasla çok daha içgözlemli ve olgun bir deneyim sunuyor.
7. Buzzer Beater (2005)
Buzzer Beater, Hideyoshi adında genç bir çocuğun basketbolda diğer çocuklara meydan okuyarak New York sokaklarında hayatta kalmaya çalıştığı birkaç yüz yıl sonrasındaki gelecekte geçiyor. Sokakta basketbol oynayan Hideyoshi, kaderindeki bir kırılma noktası ile profesyonel bir takıma seçilir ve oyunu domine etmiş olan fiziksel olarak kendisinden çok daha güçlü uzaylılara karşı oynaması beklenir. Bu iş riskli ve sonucu ağır olabilir ama şimdi, gerçekten onlara ait olan basketbol unvanını geri getirmek ilk kez tamamen insanlardan kurulmuş olan bu takımın elindedir.
İnkar edilemez bir şekilde, Buzzer Beater çok benzersiz bir konuya sahip ve izleyenlere Hollywood’un Space Jam’ini hatırlatmaktadır. Animasyon stili biraz pürüzlü olsa da yine de izleyenleri komedisi ve üst düzey basketbol sahneleri ile içine çekmeyi başarabilmektedir.
6. Dear Boys (Hoop Days) (2003)
Hoop Dreams’in başkahramanı olan Aikawa Kazuhiko, ünlü Tendoji High basketbol takımının yıldız oyuncusu ve kaptanıdır. Ancak yeni bir şehre taşındığında, tamamen yeni bir basketbol takımını sıfırdan kurma görevi onun başına kalır. Bu meydan okumayı kabul eder ve takımını Ulusal Şampiyonalara götürmek amacıyla, nihai takımı yaratmak için bir yolculuğa çıkar.
Bu listedeki diğer tüm anime şovlarıyla karşılaştırıldığında, Dear Boys çok ciddi bir tona sahiptir ve neredeyse hiç mizah içermemektedir. Basketbol oyunu söz konusu olduğunda bile, bir anime ne kadar gerçekçi olabilirse o kadar gerçekçi olmaktadır. Eğer basketbol hakkında gerçekten tutkuluysanız, Dear Boys kadar heyecan verici ve dramatik başka bir anime bulamazsınız.
5. Ro-Kyu-Bu! (2011)
Ro-Kyu-Bu, CGDCT alt türünün klişeleri ile basketbolun eşsiz bir karışımıdır. Animenin hikayesi, bulunduğu lise takımı kapanmaya zorlandığında hayalleri paramparça olan yetenekli bir basketbol oyuncusu Hasegawa Subaru’ya odaklanmaktadır. Fakat vazgeçmek yerine, tüm basketbol bilgisini genç kızlardan oluşan bir takıma koçluk yapmak için kullanmaya karar verir.
Teknik açıdan, Ro-Kyu-Bu o kadar da çekici değil ve ciddi bir basketbol animesi arayanlar için biraz itici gelebilir. Ancak, eğlenceli bir şirinlik hissi veren spor animelerinden hoşlananlar için Ro-Kyu-Bu gibi başka bir anime bulunmamakta.
4. Basquash! (2009)
Çoktan Megalo Box ve Levius gibi epik mecha-boks şovları gördük ama mecha-basketbol kavramı anime dünyasında hala daha keşfedilmemiş bir biçimde durmaya devam ediyor. Basquash mecha-anime türünün örneklerinden birisi ve kulağa geldiği kadar saçma; anime, basketbolun daha önce hiç görülmemiş bir fütüristik versiyonunu mükemmel bir şekilde tasvir ediyor. Ve apaçık ortada olan nedenlerden (basketbol oynayan dev robotlar) dolayı, basketbolun gerçek hayatta olduğundan çok daha gösterişli ve heyecan verici görünmesini sağlıyor. Yani, spor animeleri ilginizi çekse de çekmese de Basquash her türlü izlemeye değer bir anime.
3. Ahiru no Sora (2019-)
Kısa boylu başkahramanı ve ilham verici hikayesi ile Ahiru no Sora, en iyi basketbol animelerinden birisi olarak karşımıza çıkmakta. Her ne kadar odaklandığı hikaye oldukça klişe olsa ve zayıf bir lise basketbol takımının yolculuğuna odaklansa da onu gerçekten ilginç kılan şey, canlı karakter kadrosudur. Deneyimsiz olanlar için Ahiru no Sora, basketbolun kurallarını tekrar ve tekrar açıklamaktadır. Flashbackleri kullanarak tüm karakterlerini özenle izleyiciye sunmakta ve her şeyden önemlisi shounen ruhunu yüksek tutmaktadır.
2. Kuroko no Basket (2012-)
Gerçekçi olmak söz konusu olduğunda Kuroko no Basket, doğaüstü çekiciliğe daha fazla sahip olduğu için “gerçekçi animeler” kategorisine pek uymuyor. Ancak bu, onu diğer klişe spor animelerinden çok daha ilgi çekici hale getiriyor. Shingeki no Kyojin ve Psycho-Pass’daki çalışmaları ile de bilinen Production I.G, şüphesiz ki Kuroko no Basket’in inanılmaz animasyon kalitesi ve karakter detayları ile diğer spor animeleri için yepyeni bir standart oluşturdu. Hala Slam Dunk kadar mükemmel olamasa da yine de onun kalitesine çok yaklaşıyor ve kolay bir biçimde en iyi modern spor animelerinden birisi olduğunu kanıtlıyor.
1. Slam Dunk (1993-1996)
Slam Dunk ile birlikte, internette anime yayınlarının olmadığı ve izleyicilerin yeni bölümleri beklemek zorunda olduğu günlere geri gidiyoruz. Aslında, Slam Dunk ilk çıkışını yaptığında spor türü anime sektöründe neredeyse tamamen keşfedilmemiş bir şekilde duruyordu ama Slam Dunk yine de Japonya’da aşırı popüler olmayı başarmıştı. Slam Dunk’ın etkisi çok büyüktü ve tüm bir nesle birkaç basket atmak için ilham vermişti. Komedisi zamana meydan okuyor, dramı insanı derinden etkiliyor ve basketbol sahneleri hayranlık uyandırıyor. Daha ne isteyebilirsiniz ki?