Amazon diyarında, Prime Video’nun ateşlerinde, gizlice diziyi onaylamıştı perakendenin efendisi Jeff Bezos, Yüzüklerin Efendisi: kuvvet Yüzükleri dizisini; diğerlerine hükmedebilmek için! Tüm parasını, platformunu ve reklam enerjisini kattı bu diziye. Hepsine hükmedecek tek bir takım.
Peki yapmış oldu da ne oldu? İlk sezonun sonuna geldiğimizde yapım ekibinin çeşitli noktalarda başarıya ulaşmış, çeşitli noktalarda noksan bulunduğunu müşaahade ediyoruz. Öyleki veya bu şekilde Amazon, sıra için çoktan 5 senelik bir antak kalma yapmış oldu. “Pek fazlaca devam eden sıra bitmeyi hak eder. Bitmiş dizilerden bir kısmı devam etmeyi. Onları devam ettirebilir miyiz sayın okurlar? Sıra hakkında karar vermek için telaşlı olmayalım.” şeklinde ifade ederek başladığımız sıra işu anne kadar pek ziya vermedi. Tamam, eskisi benzer biçimde diziler sezonda 26 bölüm yayınlanmıyor, platformlara gelerek en çok iki ay durup sürem finali yapıyorlar fakat sıra, Yüzüklerin Efendisi üçlemesi ile aşağı yukarı benzer seyretme süresine haiz. Savruk bir imitasyonla sınanmak için geçmedik ateş ve yıldızlardan, 19 sene boşuna beklemedik. Haliyle dizinin ilk sezonu düş kırıklığı dolu.
The Rings of Power, The Boys, Invincible benzer biçimde içerikleri seyretmek, parasız oyunlar alabilmek ve alışverişte süratli teslimat, parasız kargo benzer biçimde fırsatlardan fayda görmek için Amazon Prime’a buradan aza olabilirsiniz.
Cartoon roman imla tekniği, nasıl diziye uyarlanamaz?
Cartoon roman yazımında “Göster, anlatma” diye bir ifade olduğu bilinmektedir. Dikkat ettiyseniz cartoon romanlarda ya fikir balonları, ya içinde “1785, Nevada” falan benzer biçimde yazıların olduğu bilgilendirme kutuları veya konuşma balonları olduğu bilinmektedir. çünkü bir cartoon romanda “Jack McAllister ıraktan Kızılderilileri izlerken silahını dolduruyordu” yazmaz, McAllister’ı silahını doldururken uzaktaki turk yerli suretlerine bakarken görürüz.
kuvvet Yüzükleri de benzemekte bir mantık yürütmek istemişse bile en azından ilk sezonda bu olmamış. Sıra bir şeyler göstermekte fazlaca başarıya ulaşmış; dekorları, kostümler, CGI penceresinden hemen hemen tam olarak ve büyük ihtimalle uzun bir zamanda süresince göreceğimiz en iyi şey. Değişik ırkların değişik kültürlerine münasip giysiler ve ekipmanlar olsun, tercih edilen renk paletleri olsun oldukça hoş.
Gelin görün ki bu görsel şölen ilk sürem sonunda, değil ne izlediğimizi anlamamızı tedarik etmek, bildiğimiz Yüzüklerin Efendisi konularında bile kafamızın karışmasına niçin olabilmektedir. Beşinci günün şafağında Gandalf’ın gelmesini bekler benzer biçimde dizinin toparlanmasını beklemeye devam ediyoruz ikimiz de. Cartoon roman yazımındaki “anlatma” ifadesini fazlaca yanlış anlamışlar şu demek oluyor ki. Halbrand benzer biçimde Amazon’un kendi eklediği karakterleri bari anlatsalardı yine bir nebze fakat o da yok.
Yol karardığında yolunu ayırana arkadaş denmez.
,
Dizinin ilk sezonu bekleneni verememiş olabilir sadece bu demek değil ki kalan 4 sezonda toparlayamaz. O yüzden yazının buradan sonrasında yeni sezonlarda neleri daha doğru yapabileceklerine odaklanmak daha makul bir düşünce benzer biçimde duruyor. Kaldı ki bir satır daha olumsuzluklardan bahsedersem, Yüzüklerin Efendisi’nden asla olmadığımız kadar uzaklaşmış olacağız. tekrar de ilk sezonu sonuna kadar izleyerek şerre karşı fazlaca müstesna bir direnç göstermiş olduğumuzu da belirteyim.
Bu dizinin ilk problemi ne süre çizgisinin bozuk olması ne pek fazlaca kişinin takıldığı benzer biçimde sakalsız cüce hanımefendileri ne de siyahi elflerdi. Dizinin en en gerekli problemi korkaklık, başka hiçbir şey değil. oysa milyonlarca hayranın okunabilen cevabı, yüreğin korkmuş olduğu yapımcıdan daha kötüdür.
Pek fazlaca sahnede, pek fazlaca kurguda daha beyazperde dünyasında ilk öğretilen semboller, ifade teknikleri, senaryo çatısı kurma taktikleri kullanıldığını müşaahade ediyoruz. Çekim açıları bile hemen hemen kitaplardan alınmış benzer biçimde. Bu görüntüler adeta skeçler benzer biçimde peş peşe koyulunca sıra olacağını sanmışlar fakat olmamış.
Size bir spoiler vereyim mi? Veremem ki…
Bakın vaka örgüsü bu kadar kopuk, karmaşık ve verimlilikten ırak. Sıra hakkında spoiler verebileceğimiz hiçbir şey yok, zira doğru dürüst anlatılmış bir vaka örgüsü, bir karakterin gelişimi, bir ilerleme yok. Arondir diye bir dost var, dizinin birinci dakikasından itibaren Aşk-ı Memnu Beşir benzer biçimde ortalıkta gezip mahçup aşık tavırlarıyla takılıyor. Galadriel ise acayip acayip kararlar alıp hikayeyi gitmesi istenen yöne sürükleyip duruyor. Ha netice itibariyle yazarlar bu karakteri elinde kılıçla okyanusu yüzmeye emek harcamayı makul bir düşünce sanan birisi olarak düşündükleri için esasen ne yazsak boş.
Problem bir tek süre çizgisindeki kaymalar veya mekandan-zamandan kopuk vakalar olsa bir halde toparlayabilirler fakat ikinci sezondan itibaren tüm açık uçları bağlamaları ve yeni bir vaka örgüsü inşa etmeleri gerekmektedir. çünkü şimdilerde hem hikaye yok hem gidişat yok. Bari diyaloglar olsun diyoruz, onlar da epik bir destanı anlatmaktan ziyade Instagram’da reels yapmış olup paylaşmalık afili sözler kıvamında. Dünya’yı bile doğru muntazam oturtamamışlar, bir taraftan fazlaca büyük ve heybetli bir diyar anlatılmaya çalışılıyor bir taraftan da o denli her şey üst üste atılmış ki tüm Orta Dünya Yalova kadar bir yermiş benzer biçimde geliyor.
Seyirciyi yanlış istatistikle ölçüp tartmak ve karar vermeye çalışmak…
,
İstatistikle ilgili eski bir öykü olduğu bilinmektedir. İkinci Dünya Savaşı’nda savaşan uçaklar incelenir ve gelen hasarlı uçakların, büyük oranda kanat hasarlı olduğu görülebilmektedir. binaenaleyh hemen hemen tüm mühendisler uçakların en fazlaca kanatlardan vurulduğunu düşünüp kanatları güçlendirme emek harcamaları yaparlar. Bir mühendis ise yapmış olduğu çalışmada gövdeyi güçlendirmiştir. “Niye bu şekilde yaptın?” diyenlere de “Zira gövdeden yaralanan uçaklar art dönemiyor” yanıtını verir.
Platformlar da yeni yapımlarını geliştirmeden evvel ellerindeki verilere bakıyor. Bu verilere bakılıp bakılıp “İşte hedef kitlemiz merak uyandırıcı seviyor, ansembıl (bunu da kim çıkardıysa bundan böyle, kalabalık anlamında kullanılıyor) artist kadrolu, gerilimli vaka örgülerini ve karmaşık vaka anlatımını seven, tartışmalı içerikleri izlemeye bayılan bir kitle” demişler benzer biçimde bir vaziyet lakırdı konusu. Tamam, ekseriyet oturmadan evvel sofrada önlerine neyin konulacağını idrak etmek ve kavramak ister, ziyafeti hazır hale getirmek için uğraşanlarsa bunu bir giz benzer biçimde saklamak dileğindedirler; bu sebeple merak, yapılacak övgülerin daha yüksek sesle yapılmasını sağlar. Burada yemeğin ne işe yaradığını bilmekteyiz fakat önümüzdeki malzemelerden bir arada bu yiyecek çıkar mı, ondan güvenilir değiliz.
Bu veriler izleyicilerin bundan böyle daha parlak zeka bulunduğunu, daha karmaşık vakaları çözebildiğini, bu vakaları topluluklarla tartışabildiğini ve etkileşimlerini arttırdığını gösteriyor da olabilirdi. Kaldı ki burada sıfırdan bir öykü de yok, Yüzüklerin Efendisi hikayesi bu. Nasıl sonuçlanacağını esasen ana hatlarıyla bildiğimiz, bilmiyorsak da derhal öğrenebileceğimiz bir yapım. Şu demek oluyor ki izleyici de yanlış değerlendirilmiş benzer biçimde duruyor ki, yapımcı ekibin de “İlk sezondan fazlaca şey öğrendik” demesi aslen bunun kanıtı.
Peki kuvvet Yüzükleri dizisi nasıl toparlanabilir?
İyice düşünmeden öğüt vermemek lazım pek; bu sebeple öğüt, bir bilgeden bir bilgeye verilecek olsa dahi tehlikeli bir armağandır ve her yol kötüye çıkabilir. Kaldı ki ne ben bilgeyim ne Amazon yetkilileri benim sözümle devinim eder.
Dizinin bu andan sonrasında Galadriel, “Ben bilmiyorum kaç asırdır Ork kovalıyorum, burnumun altına kadar gelmelerini nasıl göremem, işin içinde sihir mi var, dışarıdan mı içeriden mi müdahale, yoksa öfkem bir sabah çiğini yaprağın üzerinde donduran bir siyah bulut benzer biçimde gölgeledi mi görüşümü?” diye çift taraflı bir av peşine düşerse, Elrond ittifakları bireysel ilişkileri yerine duyarlı kuvvet dengelerini manipüle ederek sağlarsa, daha sıska karakterlerin beraber seyahat yapmış olup gelişecekleri, beklenmedik vakalar zinciri kurulursa o süre sıra en azından belli bir vaka örgüsüne kavuşur, süre çizgisinde her karakterin yeri belli olabilir.
Bunu da sevdiğimiz Yüzüklerin Efendisi yaşamına ziyan vermeden, bir noktadan sınırlamak mümkün olabilir. örnek olarak Silmarillion’a nazaran Sauron, 20 adet yüzük yapar. Bu yüzüklerin 1’i kendi yüzüğü, kalan 19’u ise elfleri yönetmek için kullanacağı yüzüklerdir. Elfler, yüzüğü takınca planını anlarlar ve yüzükleri saklarlar. 16 yüzüğü bulmayı başaran Sauron, bu yüzükleri cücelere ve kişilere verir. Buradan bağlanacak bir öykü, hem sürem boyu hikayeyi alaka çekici kılar aynı zamanda bütünle uyum gösteren bir nihayet yaratabilir.
nihayet saniyeye kadar pamuk ipliğine bağlı ittifakın Barad Dur kuşatmasına gitmesine bağlanacak 4 sürem sonunda öykü en azından “İlk sezonu fena fakat sonradan açılıyor.” kıvamına gelebilir. (Bu vaka örgüsü 1 dakikada yazıldı, umalım 2 senede daha da iyisiyle gelsinler.)