Friends Dizisi Günümüzde Yayınlansaydı Neden Linç Yerdi?

Friends Dizisi Günümüzde Yayınlansaydı Neden Linç Yerdi?

90’lara damgasını vuran ve günümüz şartlarında hâlâ izlenme rekorları kıran meşhur dizi Friends, Manhattan’da yaşayan altı arkadaşın yaşamını mevzu, bahis alan bir vaziyet komedisidir. Dizinin bu denli sevilme sebebi, oyuncuların renkli karakterler yansıtarak bizi “an”dan alıp götürmüş olan bir akışa haiz olmasıdır. Sadece bu güzel dizinin negatif tarafları pek konuşulmuyor.

2004’te final kısmını yayınlayıp herkesi monitor başına kilitleyen Friends, ülkemizde de son derece popüler. İzlemeyenlerin bile illaki bir kez resim ve videolarına denk geldiği dizide aslen eleştiri alan birden çok mevzu, bahis bulunuyordu. Irkçılık ve cinsiyet kalıpları ise bunlardan yalnız birkaçı…

REKLAM ALANI

Sevenleri kadar sevmeyenleri de olan Friends’in altı değişik karakterinin yaşam görüşleri, bizlere değişik kapılar aralıyor. Birbirinden eşi olmayan bu karakterlerin aslen dizi süresince cinsiyetçi yaklaşıma kurban gittiklerini söylesek oldukça mu abartmış oluruz? Bilhassa günümüz şartlarında de devam eden hanımefendilere karşı kalıplaşmış davranışlar, senelerdir egemen zihniyetin kalıplarının değişmediğine minik bir misal olabilir.

Efsaneleşmiş diziden bahsetmeden evvel bu diziyi yaşamımıza iç eden yaratıcılarından Marta Kaufmann’ı yakından tanıyalım.

dizinin yapımcısı

Marta Fran Kaufmann, Amerikalı yazar ve yapımcıdır. Dizinin oluşmasındaki görevi bir yana, Kevin Bright ile dizinin yönetici yapımcılığını da üstüne alan Kaufmann, Brandeis Üniversitesinin tiyatro bölümünden mezundur. Sektöre ilgisi almış olduğu eğitimlerden belli olan yapımcının The Neighborhood Playhouse School of the Theatre’da oyunculuk eğitimi almış olduğu da biliniyor. Eşi Micheal Skloff ise Friends’in şarkı bestecisidir. Kaufmann, birden çok yapımda yer alsa da milyonlara adını Friends ile duyurmuştur. 

White supermarcy (ak üstünlüğü) görüşünü destek sunar bir görüntü çizen dizide asla siyahi artist gören oldu mu?

friends

Marta Kaufmann, diziyle ilgili bazı beyanatlar yaptığında pişmanlıklarını da dile getirdi. Bunlardan birisi de etnik çeşitliliğe yer vermemesiydi. Kaufmann bu mevzuyla ilgili pişmanlığını şu cümlelerle ifade ediyor: Yaptığımız işte değişik etnik kökenlerden kitlelerin olmasını isteriz. Sadece bunu iyice yerine getiremedim ve şimdi ise tek düşünebildiğim bununla ilgili ne yapabilirim, neyi değişik yapabilirim? Programlarımı nasıl değişik bir halde seyirci ile buluşturabilirim?  

İLGİLİ HABER

Friends Yapımcısından 25 Sene Sonrasında Izahat: “O Vakitler Bu Kadar Dikkatli Değildim, Özür Dilerim”

10 sürem 236 bölüm süresince dizide rol alan yalnızca 22 siyahi erkek oyuncu olduğu bilinmektedir. Anne karakterlerin tamamının ‘ak’ insanlardan oluşması, dizide etnik çeşitliliğe oldukça azca yer verildiğini gösteriyor. Durumun farkına varıp sonradan bu pişmanlığı dile getirseler de cemiyet adına ne kadar ziyan verici olduğu aşikar.

Ak üstünlüğü desteklediklerini düşündüren bölümlerden birisinde Monica, Barbados’a gittiğinde saçlarını ördürüyor. Chandler ise Monica’nın bu halini ‘çok kötü’ bularak ona yakınlaşmak, yakına gelmek istemiyor. Hatta örgüyü açtırana kadar elinden geleni de yapıyor! Bu vaziyet büyük bir latife olarak algılansa da siyahilere özgü olan bu saç örgüsüyle aslen dolaylı olarak bir ileti mı gönderilmiş olabilmektedir? (9. sürem 23-24. bölüm)

 

Etnik farklılığın “gag malzemesi” olarak kullanılması, keyif sektörünün yazılı olmayan bir kuralı mıydı?

Dizinin 2. sürem 1. bölümünde, Ross’un, yeni kız arkadaşı Julie’yı tanıttığı bir sahne var. Julie’nın çekik gözlü olmasından dolayı İngilizce ile de pek arasının olmadığını düşünen Rachel, Julie’ye: “ül-ke-mi-ze hoş-gel-din” şeklinde duraksayarak tümce kuruyor. Karşılığı ise akışkan ve güzel bir aksanlı bir İngilizce ile “teşekkürler, ben New Yorkluyum” olabilmektedir. Sahne güldürse de Rachel’ın çekik gözlü birisinin Amerikalı olabileceğini düşünmemesi, etnik dışlamaya bir misal oluşturabilir.

Afro-Amerikan bir karakter ilerleyen zamanda diziye iç olabilmektedir.

amerikan, charlie

Dizi, ne kadar etnisite mevzusunda taraflı bir yaklaşım sergilese de bu durumu tersine çeviren bir kural dışı var. Dr. Charlie Wheeler karakteri ile dizide yaşam kabul eden kuvvetli ve eğitimli Afro-Amerikan hanım karakter, 9. sezonun nihayet bölümlerinde dizide figüran olarak yer almayan ilk siyahi oyuncudur. Sadece karakter seçiminin arkasında 2000’lerde sektörde uygulanan bir kaide da yatıyor olabilir. Bu yıllardan itibaren dizilerde anne ekibe daima değişik etnik kökene haiz insanoğlu iç olabilmektedir. Doğrusu bu vaziyet pek de Friends’e özgü bir vaziyet değil. (9. sürem 20. bölüm)

Basmakalıp cinsiyet algıları çeşitli sahnelerde dikkat çekiyor.

joey ve chandler

Toplumsal cinsiyet terimi, dizinin her bölümünde hissedilmekte. Toplumun dayattığı algılar, cinsiyet kalıpları sık rastlanan bir durumken dizide de eleştirilere maruz kalan en mühim nokta. Giyimden konuşmaya, davranıştan mesleğe her alanda karakterler, cinsiyetlerine ‘aykırı’ davrandıklarında birbirleri tarafınca eleştiriliyorlar. Örnek olarak 6. sürem 8. bölümde, Joey’in evi temizlemesi, çiçek büyütmesi ve örgü örmesi benzer biçimde oldukça düzgüsel davranışları Chandler tarafınca büyük bir eleştiriye maruz kalmıştı.

Adam ve hanımefendilerin mesleklerinin birbirlerinden farklı olması gerektiği fikri 

erkek dadı

Dizinin ilk sezonlarında Rachel garson, Monica lider, Phoebe masöz; Ross paleontolojist, Chandler umumi müdür yardımcısı ve Joey ise aktördü. İlerleyen bölümlerde hanımefendilerin da yüksek mertebeli işlere haiz bulunduğunu görerek dizinin bu aşamada pozitif değişimine şahit oluyoruz. Toplumsal algıya gore hanımefendiler, aile değerlerinin merkezde tutulduğu meslekler için; erkekler ise mali ve bireysel meslekler için daha münasip görülüyorlar. (Barth & Rice, 2016)

Bilhassa bu durumla ilgili 9. sürem 6. bölümde adam bir dadı karşımıza çıkıyor. Ross’un adam dadı için “Bir dadı eğer erkekse eş cinseldir” fikri son derece şaşırtıcı.

Gerçek dışı güzellik algıları o zamanda de hakimiyetini koruyor.

monica geller

Dizide fizyolojik görünüşün tek tipleştirildiği görülebilmektedir. Bayanlar ince, uzun ve güzeldir. Monica’nın, ergenliğinde obezite-aşırı kilolu olmak ile savaştığı bir dönem var. Dizide flashback’lerle zaman zaman bu duruma atıf hazırlanırken bütün karakterlerin bu durumla alay ettiğini görebiliriz. Monica, uğramış olduğu bodyshaming’den dolayı son derece zayıflasa da bu, ona dikkat edilmesi gereken bir kilo kompleksi olarak art dönmüştür.

Dominant heteroseksüellik algıları sürüyor.

dizide heteroseksüellik

Dizide bütün anne karakterler heteroseksüeldir. Dizi de organik olarak hetero ilişkiler üstünde dönüyor. “Bu mevzuda problem ne?” kabul edebilirsiniz. Başta bir problem gözükmüyor, bir çok dizi bu idealler üstüne kurulu bundan dolayı. Sadece birbirleriyle yakın dost olarak süregelen ilişkileri, aşka dönüşüyor. latife amaçlı olsa da bir bayan ve adamın dost kalamayacağı benzer biçimde ilkel bir düşünce doğuyor. Bu da “heteronormative”ye kapı aralıyor: heteronormative, heteroseksüelliği destekleyerek geleneksel aile yapısının tek doğru bulunduğunu korumak için çaba sarfeden bir ideoloji. (Ingraham, 1994)

Rachel, yaşlandığını düşünerek kendisine yuva oluşturmak için partner arayışına girip yanlış ilişkiler kuruyor. Ross, dizide birden çok kez evlenen tek karakter. Kendisi en uygun yol bir evliliğe ulaşamadığı için büyük bir dalga konusu olabilmektedir. Monica ve Chandler, çocuk sahibi olamadıkları için ilişkilerini sorgulamaya başlıyor. Dizi çerçevesinde şekillenen bahtiyar nihayet ise evli bahtiyar ve çocuklu bir şema çevresinde şekillenmekte.

Cinsel yönelimler dalga mevzusuydu.

susan ve carol

Dizinin, yayınlandığı dönemlerden dolayı LGBTQ+ görünürlüğüne çok yer vermemesi düzgüsel karşılanabilir. Sadece vaziyet bununla kalmıyor, dizinin ilk bölümünde Ross’un biten evliliğinin sebebinin karısının lezbiyen olmasıdır. Karakterler, dizinin ilk sezonlarında bu durumla derhal her bölümde dalga geçiyor. Ross ise karısının yönelimini öğrendiğinden beri bu durumdan utanç duyuyor. Mevzu, bahis aslen Ross’un aldatılması olmalıyken tüm sorun karısının kendisini bir bayan ile aldatması olabilmektedir.

Ross’un eski karısı Carol ve Susan’ın ilişkilerine dair “lezbiyen yaşam arkadaşı” betimlemesinin her duyulduğunda da gülme efekti veriliyor. Bu da aslen ele alınan durumu ortaya çıkarmakta.

Ross’un, eş cinselliği sürekli olarak alaya alması.

cinsiyetçi şakalar

1. sürem 12. bölümde, Ross, oğlu Ben’i alabilmek için Susan ve Carol’ın evine gider. Ross, Carol ve Susan’ın bir dostlarıyla fotoğraflarını görür ve “Susan ve sen, ne vakit Huey Lewis ile tanıştınız?” der. Fotoğraftaki kişinin ise aslen Tanya isminde bir bayan bulunduğunu öğrenir ve utanır. Adam benzer biçimde görünen hanımefendilerin gülünç görünmesi, bu bölümde işlenen temalardan biridir.

“Gay man in dress”

trans birey

Dizide Chandler’ın homofobik bir karakter olması, bütün dizi süresince seyircinin gözüne sokulan bir gerçek. Chandler’ın babası ise trans bir kişi. Babasını Monica ile tanıştıran Chandler, bu durumdan o denli utanıyor ki “onun babam olduğuna inanamıyorum” şeklinde izahat yapıyor! (7. sürem 22. bölüm)

Nesneleştirme teorisi

Nesneleştirme teorisine gore, nesneleştirme hanımefendilerin bir gözlemcinin veya toplumun nazar açısını, fizyolojik benliklerinin gerçek durumu olarak içselleştirmelerine denir. (Frederickson & Roberts, 1997)

Dizide de oldukça açık bir şekilde Joey, bayanları nesneleştirmektedir. Cinsel senaryolarla hanım ev arkadaşı meblağ, bayanları dondurma ile karşılaştırır ve tavsiyeler verir. Açık bir halde bayanları yalnız cinsel özellikleri ile yargılar.

Joey’in devamlı üstünde durulan seksizmi.

joey

Joey, dizide hanımefendilere karşı takındığı tavırlarla son derece problemli bir görüntü çiziyor. Kendisine ev arkadaşı ararken aramış olduğu kriterleri hatırlayalım: Hanım olması, sigara kullanmaması ve çirkin olmaması!

Oğlu Ben’in kız bebek ile oynamasından hastalık duyan Ross.

ben ve ross

Ben’in, “adam” oyuncakları olan tabanca veya otomobiller yerine kız bebeklerle oynaması, Ross’u bir fazlaca rahatsız etmişti. Onun bir adam olduğundan dolayı “adam” benzer biçimde oyuncaklarla oynaması icap ettiğini bütün bölüm süresince dikte etmiş, işte sırf bunun için anlam ifade etmeyen bir çabaya girmişti.

Ve nihayet olarak, Bonnie’nin kafasını kazısa “daha azca çekici” bulunduğunu beyan eden o ünlü bölüm!

bonnie ve rachel

Üçüncü sezonun finalinde Ross ile beraber olan Bonnie, Rachel’ın kendisine, saçlarını kazırsa daha çekici olacağını söylemesinin peşinden saçlarını bir bütün olarak kazıdı. Böylelikle Ross’un Bonnie’yi gülünç bulacağını ve asla beğenmeyeceğini düşünen Rachel, bundan büyük keyif almıştı. Bu bölümün teması, adam benzer biçimde görünen, saçları kısa veya “kel” olan hanımefendilerin sevilmeyeceği; çirkin olacağı üzerineydi. Saçlarını uzatan bir adam garip karşılanmıyorken, hanımefendilerin saçlarını kazıması niçin normal olmayan bir şekilde ve fena bir vaziyet olarak lanse ediliyor?

İLGİLİ HABER

Friends Dizisi konusunda Gerçek Fanatiklerinin Bile Büyük ihtimalle Duymadığı 10 Data

Netice itibariyle Friends, ne kadar dönemine gore çağıl ve fanatikleri tarafınca ilgiyle izlense de hepimizin aslen normalleştirdiği ve gözümüzden kaçırılmış olduğu birden çok ayrıntıya haiz. Diziyi bir de bu gözle izlediğinizde ne demek istediğimizi anlayacaksınız.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ