Dünyaya Kadınların Gözüyle Bakan 10 Film

Hanım Başkahramanlar Niçin ehemiyetli?
Bechdel Testi’ne nazaran bir film, rastgele bir sahnesinde iki hanım karakter birbirleriyle erkekler haricinde bir mevzuda konuşuyorlarsa testi geçebiliyor. Ne yazık ki yakın zamana kadar adam nazar açısının egemen olduğu film endüstrisinde Bechdel testini oldukca azca film geçebiliyordu. Günümüz şartlarında ise hanım başkahramanların bakış açısından anlatılan hikayeler sektörde işçi hanımefendilerin da artmasıyla doğru orantılı olarak artış gösterdi. Hanım yönetmenler, senarist ve yapımcılar, ürettikleri filmlerin hanım nazar açısını yansıtmasına dikkat ediyor. Beyazperde sektöründe işçi emekçi hanımefendilerin sayısının artmasını ve hanımefendilerin hikayelerinin beyaz perdede temsilinin yaygınlaşmasını dileyerek 8 Mart Dünya Hanımefendiler Günü’ne hususi olarak hanım başkahramanların bakış açısından dünyaya bakan 10 film önerisini sizler için listelemek istedim.
The Favourite

nihayet devrin öne çıkan yönetmenlerinden Yorgos Lanthimos’un 2018 yılında yapılmış The Favourite’ı yönetmenin filmografisinde değişik bir yerde durur. Mevzusunu tarihten alan film İngiliz tarihinin alaka çekici hükümdarlarından Queen Anne’in hayatına ve saray çevresinde iktidarı ellerinde tutan kuvvetli hanım karakterlere odaklanıyor. Eski dönem, saray entrikaları, aşk ve saplantı üstüne de söyleyecekleri olan film teknik yönden geniş lens kullanımı ve mekanı heybetli yansıtması bakımından dikkat çekmişti. Olivia Colman, Rachel Weisz ve Emma Stone’un mükemmel performanslarıyla tarihe bu üç kuvvetli kadının gözlerinden bakacaksınız.
Microhabitat

Cenup Koreli hanım direktör Jeon Go-woon’un 2017 yılında yapılmış uzun metraj filmi Microhabitat artan fiyatlar ve ekonomik problemlerle savaşım ederken hayatta zevk almış olduğu şeylere tutunmayı bırakmadan var olmaya işçi hanım başkahraman Miso’nun bakış açısından arkadaşlık, aşk ve yuva kavramlarını sorguluyor. Viski ve sigara giderlerini azaltmayı asla düşünmediği için evsiz kalan Miso geçimini temizlik uygulayarak kazanırken, kendi arzularından vazgeçmiş ve sisteme ayak uydurmuş dostlarını ziyaret ederek yaşamı sorgulayacağı bir yolculuğa çıkıyor.
Thelma and Louise

Bir Ridley Scott filmi olan 1991 yılında yapılmış Thelma and Louise’in Scott’un filmografisinde öteki filmlerinden değişik bir yerde durduğu barizdir. Hanım senarist Callie Khouri’nin kaleminden çıkan öyküden etkilenen Ridley Scott’un yapımı üstlenmesiyle ortaya çıkmış, ak perdedeki başarısının yanında En İyi Örneksiz Senaryo Akademi ödülünü almıştır. İki yakın hanım arkadaşın eşlerini bırakarak bir yolculuğa çıkması ve yolda karıştıkları suçlarla dönüşen hayatlarına odaklanan film her izletyicinin görmesi ihtiyaç duyulan türden. Filmin hanım dayanışması ve kadının özgürleşmesi üstüne de söyleyecek oldukca şeyi bulunmakta.
Oyun / Kraliçe Lear

Ülkemizin en mühim yönetmenlerinden Pelin Esmer hanım başkahramanları ve onların öykülerini birden çok filmimizde işliyor. İlk filmlerinden 2005 yılında yapılmış biyografi filmi Oyun ve aradan geçen 14 senenin arkasından seyirciyle buluşan, Oyun’un devamı niteliğindeki Kraliçe Lear yönetmenin en kıymetli işlerinden. Bir gazete haberinde rastlamış olduğu Mersin’in bir köyündeki hanımefendilerin tiyatro yapma sürecini biyografi halinde ele almaya kabul eden Esmer, bu emekçi hanımefendilerin tiyatroyla tanışma ve tiyatro üstünden kendilerini ifade ederek dönüşme süreçlerine odaklanıyor. Hem kendilerinin aynı zamanda çevrelerinin bu hanımefendilere nazar açısındaki dönüşüm ve süreç süresince yaşananlara tanık oluş bir seyirci olarak size oldukca kıymetli bir tecrübe sunacak.
Nomadland

Chloé Zhao’nun yönettiği 2020 yılında yapılmış Nomadland nihayet dönemlerin en çok bahsedilen, üstüne yazılıp çizilen filmlerinden oldu. Kafa hanım kahramanı canlandıran Frances Mcdormand’ın mükemmel performansı filmi başka bir seviyeye taşıyor. 2021 Altın Küre Ödülleri’nde Hüzünlü Branşında En İyi Film ödülünü kazanan Nomadland, 2008 ekonomik krizinin arkasından her şeyini kaybederek hayalet kasaba olmuş memleketini, eşini kaybettikten sonrasında terk ederek karavanda yaşamaya başlamış olan bir kadının öyküsü. ABD’nın farklı yerlerine karavanıyla giden Fern’in yolda karşılaşmış olduğu manzaralar ve kitlelerin öykülerini kendi içindeki sıkıntıyla paralel olarak taşımasını ve bir kadının var olma mücadelesini izleyeceksiniz.
The Hours

Virginia Woolf’u hoşlanmak The Hours’u seyretmek için kafi bir niçin. Sadece 2002 yılında yapılmış film beyazperde penceresinden da seyirciye oldukca şey sağlıyor. Değişik jenerasyonlardan üç kadının yaşamına ve Woolf’un Mrs. Dolloway romanı ışığında kesişen hayatlarına odaklanan film Woolf’u idrak etmek için de oldukca kıymetli. İngiliz Edebiyatının en mühim isimlerinden Woolf’un kendini var etme aşaması ve hayatından biyografik izler de taşıyan film Meryl Streep, Julianne Moore ve Nicole Kidman’ın etkisinde bırakan performansları ve şiirsel üslubuyla Woolf sevenlerin ne olursa olsun görmesi ihtiyaç duyulan bir yapım.
God Exist, Her Name Is Petrunija

Üsküplü direktör Teona Strugar Mitevska’nın 2019 yılında yapılmış filmi God Exists, Her Name Is Petrunija geçtiğimiz senelerin dikkat çeken fakat hakettiği kıymeti göremeyen filmlerindendi. Makedonya’nın minik bir nahiyesinde yaşayan Petrunya’nın her sene düzenlenen ve bir tek adamların yarışabildiği nehirden haç soruşturma töreninde erkekleri geride bırakarak haçı yakalaması ile başlamış olan film, Petrunya’ya adam egemen sistemden gelen baskıları ve onun bu baskılara direnişini mevzu, bahis alıyor. Erişkin bir bayan olarak yaşamış olduğu minik kasabada birden çok sorunla yüzleşmek zorunda olan Petrunya için bu haç oldukca geçmeden bir sembole dönüşür ve uğruna savaşacağı bu nedene sıkı sıkıya sarılmış olur. Bu vazgeçmeme ve adam egemen sisteme direnme öyküsü izleyicilerin üstüne düşüneceği tartışmalar vadediyor.
Portrait of a Lady on Fire

Geçtiğimiz yılların en çok bahsedilen filmlerinden Portrait of a Lady on Fire meşhur Fransız direktör Céline Sciamma’nın en alaka çekici işlerinden. Sinematografik dili ve senaryosuyla karakteristik bir noktada duran 2019 yılında yapılmış film 18. yüzyılda, Breton’da iki kadının kesişen hayatlarına odaklanıyor. Dünya evine girmek suretiyle olan Héloise’in portresini yapmakla görevlendirilen ressam Marienne ile olan ilişkisini şiirsel bir üslupla sunan filmin hem beyazperde dili aynı zamanda kadının toplumda konumlandırışı üstüne söyleyecek oldukca şeyi bulunmakta. Film, 2019 Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülünü almıştı.
Honeyland

2019 yılında yapılmış Makedon biyografi filmi Honeyland sapa bir dağ köyünde arıcılık uygulayarak geçinen Hatice Muratova’nın öyküsüne odaklanıyor. güç tabiat koşullarında yılmadan işçi ve balını üreten Hatice’nin kararlılığı, deneyimleri ve gücüne tanık oluş oldukca etkisinde bırakan. Oldukça minik bir ekiple güç şartlar altında çekilen biyografi bununla birlikte inanılmaz tabiat manzaraları sağlıyor. Tüm yükü üstüne alan Hatice bununla birlikte 85 yaşındaki hasta annesiyle ilgileniyor. Hatice Muratova’nın günlük yaşamını sade bir üslupla aktaran biyografi görülmesi ihtiyaç duyulan büyüleyici bir iş. Film en iyi biyografi branşında Oscar’a aday gösterilmişti.
Meshes of Afternoon

Listeyi 1943 yapımı bir kısa filmle bitiriyoruz. Beyazperde tarihinin mühim isimlerinden Ukrayna kökenli Amerikalı direktör, teorisyen ve dansçı Maya Deren’in deneysel kısa filmi Meshes Of Afternoon bir bayan başkahramanın varoluşuna odaklanıyor. İkonikleşmiş motifleri, şuuraltı anlatısı ve dans ögeleriyle bir öğleden sonrasında evde tek başına kalan bir kadının rüya gücünden arta kalanlara odaklanan kısa film, deneysel filmleri sevenler için ne olursa olsun görülmesi ihtiyaç duyulan imajlar sağlıyor. Başkahramanı Maya Deren’in kendisi canlandırıyor. bundan farklı olarak Maya Deren’i idrak etmek ve filmlerine başlamaya koyulmak için de film en uygun yol bir noktada duruyor.