Barbie, bir tek bir oyuncak markası değil. yaşam alanımız olan dünyadaki her kültür ve toplumun yakından bilmiş olduğu, nesillerdir yaşayan bir popüler kültür efsanesi. Bu efsanenin bugüne dek ak perdeye meydana getirilen en iyi uyarlaması nihayet gösterime giriyor.
Giriyor girmesine fakat benzer hafta sonu Christopher Nolan’ın yeni vizyona giren filmi Oppenheimer da vizyonda olacak. Her iki film de kendi hayranlarını salonlara dolduracak ve kim bilir vatanımızda bundan böyle 150 TL’yi kabul eden bilet fiyatlarına karşın, uzun süredir ilk kere salonları bu kadar dolu hep birlikte görmüş olacağız.
Bu hafta beyaz perdede Oppenheimer izleyenler ile Barbie izleyenler salondan şu biçim ayrılacak desek yeridir:
Oppenheimer için büyük ihtimalle pozitif yorumlarda var olan eleştirmenler, şimdiden “yüzyılın filmi” şeklinde açıklamalarda bulunuyorlar. Peki Barbie, yüzyılın filmi adı verilen Oppenheimer karşısında eleştirmenlerden ve filmi ilk kez izleyenlerden nasıl dönüşler aldı.
Barbie’nin Rotten Tomatoes’taki eleştirmen puanı %89, Metascore puanı ise 81 olarak belirlendi:
Oppenheimer Rotten Tomatoes’ta 92 puandayken, Metacritic’te ise 90 puan seviyesinde. Atom bombasının yapılış hikayesi, beklendiği şeklinde ilk eleştirmen puanlarında bir oyuncak markasının beyazperde uyarlamasına dikkat edilmesi gereken ayrım atmış görünüyor.
Merlin’in Kazanı’ndan Kaan Can Ozalp’a gore Barbie “Rahat ve iyi olmayan bir film”
Time, Barbie’ni Pinokyo veya Alice Harikalar Diyarında ile benzemekte ve birazcık klişe bulunduğunu, fazlaca tatlı fakat yeterince derin bir film olmadığını aktardı:
Time Beyaz perde Eleştirmeni Stephanie Zacharek, Barbie’nin fenimist bir film bulunduğunu vurgulayarak; bunu çokça görmeye alıştığımız bir yöntemle aktardığını söylüyor. Barbie yaşamış olduğu gezegeni terk etttikten sonrasında yaşananların evvelinden pek fazlaca filmimizde gördüğümüz biçimde aktarıldığını, bu yüzden de fazlasıyla derin olmadığını söylüyor.
Vaniety Fair: “Barbie, bir Barbie filmi ne kadar iyi olabilirse o kadar iyi”
mavi gezegenin en büyük popüler kültür yayınlarından Vanietiy Fair’den Richard Lawson ise Barbie filmimizde insanları duygulandıracak pek fazlaca şey bulunduğunu, sadece filmdeki yükseliş ve düşüşlerin yeterince iyi ayarlanamadığını söylüyor.
Hollywood Reporter’a gore Barbie her ne ölçüde eleştirel bir film olsa da özünde bir ürüne hizmet etmenin ötesine geçmiyor:
Beyaz perde dünyasının imza yayınlarından Hollywood Reporter yazarı Lobia Gyarke, Barbie’nin yönetmeni Greta Gerwig’i çizgisini bozmadığı için övüyor. Sadece gerçek-yapay dünyalar arası geçişle meydana getirilen eleştirilere karşın Barbie’nin popüler kültürde yer edinen bir markaya hizmet ettiğini, bir tek günümüz seyircilerindeki eleştrel beklentilere karşılık verdiğini söylüyor.
CNN, filmimizde verilen feminist mesajların turk yerli yerinde bulunduğunu, sadece buna karşın eleştirilen şeylerin pozitif taraflarına odaklanıldığını aktarıyor:
Bütün pazarlama kampanyalarına ve insanı Barbie görmekten yoran toplumsal medya gündemlerinin, filmimizde verilen siyasal ve toplumsal mesajların haricinde Barbie CNN yazarı Brian Lowry’ye gore keyifli bir tecrübe vadediyor.
Rolling Stone: Efsanevi kurumsal bir markanın uzun bir reklamı durumunda ve ataerkilliğe “s****r” çekiyor:
Filmin günümüz toplumundaki cinsiyetçiliğe ve hatta şiddete kadar uzanan ataerkillik karşıtı yapısına odaklanan Rolling Stone yazarı David Fear, yapımın bu yönünü överken aslen açık bir “Barbie reklamı” yapıldığı için de yapımı gömüyor.